İlişkilerimizde Esas Olması Gereken Bir Davranış; Ciddiyet
Remzi Kaptan
remzi.kaptan@yahoo.com
Açık ki bir bütün halinde ilişkilerimizin, (aile, eş-dost, sosyal arkadaşlıklar ve daha başka bir çok ilişkimizin) bozulmasına neden olan unsurlardan biride, ilişkilerimizde ciddiyet yerine laubaliliğin, maskaralığın, gevezeliğin, tutarsızlığın hakim olmasıdır.
Ciddiyet denildiğinde bazen gerçek manasından farklı bir algılama ortaya çıkıyor. Hayatın her alanına ciddi yaklaşmak/ciddi olmak gerekir derken, bununla çatık kaş, haşin bakış, askeri bir disiplini elbette kast etmiyoruz. Şüphesiz yaşamımızda eğleneceğiz, şakalar yapacağız, bol bol güleceğiz. Bütün bu insani davranışları uygularken de ciddi olabiliriz. Bu insani özelliklerle ciddiyet karşıt davranışlar değildir. Aksine bir birini tamamlayan özelliklerdir. Ne yazık ki bunlar karıştırılıyor ve bir birine zıt özellikler olarak algılanıyor.
Bütün ilişkilerimizde her zaman muhatabımıza karşı saygılı olacağız. Bu saygılı olmak mesafeli olmak anlamında değildir. Yada amiyane tabirle “burnu havada” olmak değildir. Saygılı olmakla karşımızdakine, muhatabımıza önem ve değer verdiğimizi ortaya koymuş oluyoruz. Bütün ilişkilerimizde tutarlı olacağız. Özü-sözü bir olmayan kişiyi en yakını bile ciddiye almaz. Başkalarının bizi ciddiye almasını istiyorsak en başta biz kendimizi ciddiye alacağız. Kendimizin uygulamadığı bir özelliği başkasından beklememiz, herhalde ahmakça bir bekleyiştir.
Toplumsal gerçekliğimizde ciddiyet ve tutarlılık yerine maskaralık hakim. Böyle olduğu için ilişkiler çok çabuk tuzla buz olabiliyor. İlişkilerimiz uzun süreli ve kalıcı olmadığı için, bağlılığın en üst boyutta olduğu dostluklar kuramadığımız için, insani paylaşımların olmadığı bir yaşam sürdüğümüz için; sorunları çözmemiz daha zor olduğu gibi, hayat kalitemizde çok düşük seviyelerde kalıyor.
Yaşamak başlı başına ciddiyet gerektiren bir eylemdir. Dünya ciddiyet temelinde dönüyor. Oyun olsun diye değil. Kaldı ki oyun olsa bilse oyunlarda ciddi oynanıyor. Ciddi oynadığımızda kazanma imkanımız daha çoktur. Bizlerde ciddiyetle yaklaşırsak hedefimiz olan, kendimizle ve çevremizle barışık anlam ve mutluluk dolu yaşama daha sorunsuz ulaşabiliriz. Bu yolu layıkıyla sürmek ve yaşamak isteyenler, bu yola hizmet ettiklerini iddia edenler ciddi olmak zorundadırlar. Maskaralıkla, gevezelikle hem kendilerine hem gittiklerini iddia ettikleri yola zarar verirler.
Şimdi bizim aramıza Yola boyun veren gelsin Şeriatı ,tarikatı , Hakikati bilen gelsin
Kişi halden anlayınca Hakikati dinleyince Üstüne yol uğrayınca Ayrılmayıp duran gelsin
Talib olunca bir talip İşini Mevla'ya sarılıp İzzet ile selam alıp Gönüllere giren gelsin
Koyup dünya davasını Hakk'a verip sevdasını Doğrulayıp öz nefsini Şeytanı öldüren gelsin
Pir Sultan Abdal'ım çelebiye Eyvallahım var veliye Muhiddin'e hal diliyle Yolun sırrın soran gelsin
|