İmam Hüseyin Gönüllerin Sultanıdır
Remzi Kaptan
remzi.kaptan@yahoo.com
Bir çok kere belirtildiği gibi Hz. Hüseyin, tıpkı dedesi, babası, annesi, abisi gibi komple, dört dörtlük bir insandır. Elbette İmam Hüseyin peygamber değildir. Ancak İmam Hüseyin, yaşamın bütün anlamına sahiptir. Yani güneşten tutalım yıldızlara kadar, dağlardan tutalım nehirlere, çöllere kadar; insan ilişkilerine, insanın maddi-manevi yapısına kadar her şeye hakim ve vakıftı. Söylediği her söz, attığı her adım belli bir bilincin, hesabın, asaletin, geleceğin, ideal insanın protipine göreydi. Aynı asalet, yiğitlik, bilinç ve ideal insan olma Hz. Ali içinde geçerlidir. Zaten İmam Hüseyin bütün bu zincirin halkası gibi tamamlayıcıdır. Hz. Peygamberden ve Hz. Ali'de vücut bulan değerlerin temsilcisiydi. Bazıları İmam Hüseyin'in bütünlüğünü göremiyorlar. Hz. Hüseyin'i sadece Kerbela da ki şehadetiyle biliyorlar. Bu eksik bir yaklaşımdır. Kerbela hadisesi İmam Hüseyin'in yaşamındaki doruk noktasıdır. Ancak Kerbeladan öncesi de var. Bu öncesinden de İmam Hüseyin'in yaşamı yine en ideal olanıdır.
Günümüzde dahi İmam Hüseyin'e bunca ilgi, bağlılık, sevgi, saygı varsa bu sadece İmam Hüseyin'in Kerbela da şehit edilmesiyle açıklanamaz. İmam Hüseyin, Kerbela öncesi ve Kerbela olayı sırasındaki tutarlılığıyla bir bütündür. Tutarlılık, çok kimsenin yaşamında anlamı olmayan bir kavramdır, fakat Hz. Ali ve Hz. Hüseyin gibi yüce şahsiyetlerin yaşamı bu kavram üzerine şekillenmiştir. Bu yüce şahsiyetler sözle-davranışı, teori ile pratiği bütünleştiren şahsiyetlerdir. Bu konuda Kerbela şehidi İmam Hüseyin'in bütün insanlığa hitap eden şu sözleri iyi birer kanıttır. Şöyle sesleniyor İmam Hüseyin insanlığa:“Şereflice ölmek, şerefsizce, onursuzca yaşamaktan iyidir.” Yine saygıdeğer İmam dünya malına tapan, yaşamını maddi çıkar üstüne kuranları zavallı ve ahmak olarak görüyor. Bu tür kişileri köle olarak nitelendiriyor ve gerçek manada özgürlüğün yolunu gösteriyor. Şöyle diyor sevgili Hz. Hüseyin maddiyatı her Şeyin üstünde tutan ve yaşamın güzelliğini idrak edemeyenler için:“Günesin üzerine doğduğu her şey tüm dünya ve onda bulunanlar, ondaki deniz ve kara, dağ ve çöl, Allah'ı dost edinen ve ilahi yüceliği idrak eden, Allah'ın hakkını tanıyan marifet ehli olan birinin yanında bir gölge gibidir. Dünyaya ve ondakilere değer vermeyen bir özgür insan yok mudur?” Gerçekten var mı böyle özgür insanlar? Ya da insanların çoğunluğu maddenin, geçici heveslerin, iktidarın, hırsın, gücün... köleleri değiller mi? Herkes o mutlak sonla (ölümle) karşılaşacağını bildiği halde neden kölelikte ısrar ediyor bazılarımız? Oysaki ömür çok kısadır. 70-80 yılın uzunluğu nedir ki? Bir nefes almak kadar kısa değil mi 70-80 yıl? Ne acıdır ki insanlar kendilerini kandırıp duruyorlar. Burada elbette her şeyden el etek çekelim manası çıkmasın. Nitekim İmam Hüseyinde böyle bir yaşamın sahibi olmamıştır. Ancak ısrarla vurgulanması gereken, maddiyat için diğer bir çok güzelliğin feda edilmemesi gerektiğidir. Madde olsun. Ama madde insan yaşamını kolaylaştıran olsun. Eğer madde köle ediyorsa insanı bu karşı olunması gerekendir. İnsan maddenin emrinde değil, madde insanın emrinde olmalıdır. Madde amaç değil, araç olmalıdır. Yazık ki insanlar maddeyi amaç haline getirmişler. Yanlış olan budur. Saygıdeğer İmamın sözleri böylesi insanlar içindir. Hz. Hüseyin sözlerine şöyle devam ediyor: “...Kendinizi satmayınız. Hür, özgür insanlar olunuz, kendini satan satıcılardan olmayınız”. İmam Hüseyin 'kendinizi satmayınız' diyor. Yazık ki insanlar öyle tamahkar ve madde perestler ki bedenleri ile birlikte ruhlarını da satıyorlar. Değer yargıları, sevgileri, dostları, aşkları... kısacası her şeylerini maddi hesaplar belirliyor. Daha doğrusu maddi kazanç hesaplarının sonucu bütün bunlar oluşuyor. Oysaki değerler, ahlak, dostluk, paylaşım... maddi hesaplar sonucu şekillenemez. Şekilleniyorsa bu artık başka bir şeydir. Dostluk sahtekarlıktır, riyadır, ahlak ahlaksızlıktır, hainliktir, değerler anlamsızdır... Böylesi insanların yönlendirdiği bir toplulukta İmam Hüseyin'in göklere ulaşan ama duymak, bilmek, görmek istemeyen insanlara ulaşmayan gür sesi yankılanmaya devam edecektir. Ta ki insanlar duyana, bilene, görene kadar
“Şerefli, onurlu, anlamlı bir şekilde yaşayın, maddenin kölesi olmayın.”
|