Özgürlüğümüz Olmadan Anlamlı Bir Yaşamın Sahibi Olamayız!
Remzi Kaptan
remzi.kaptan@yahoo.com
Temel isteğimiz olan “anlamına uygun bir hayatın sahibi olabilmemiz, böylesi bir yaşamı onurluca yasayabilmemiz için asgari düzeyde özgürlüğümüzün olması gerekiyor. Asgari düzeyde bir özgürlüğümüz yoksa ve özgürlüğümüz için bir çaba sahibi değilsek, yaşamımız yaşanmadan yaşanmış bir hayat olur.
Birileri kabul etmek istemiyorsa da gerçekten yakıcı şekilde ortada duruyor. Nedir bu bariz gerçeklik; özgürlüğümüzün olmadığı gerçekliğidir. Hiç kimse Alevilerin eşit ve inançlarını yaşamada, insanlığa tanıtmada diğer inanç mensupları kadar özgür olduğunu söyleyemez. Kağıt üzerinde bile Aleviler eşit ve özgür değiller. Kağıt üzerinde olsalar dahi bunun pratikte mümkün olmadığını her günkü canlı örneklerden biliyoruz.
Alevilik ve Alevilere karşı asırların getirdiği birikimle bir savaş var. Savaş sadece silahlarla yapılan savaş değildir. En başarılı ve sonuç alici savaşlar bazen silahsız yapılıyor. Alevilere karşıda böyle bir savaş var. Bu savaşta yer yer silahlarda kullanılıyor. Ancak daha çok asimle etmek, sindirmek, yok saymak ve daha benzer yöntemlerle sürdürülen bir savaştır bu.
Sonuç itibariyle öyle bir zihniyetle karşı karşıyayız ki en temel Alevi istemlerine karşı acımasız. Devlet yönetiminde bulunanlar Alevileri yok sayıyor ve alttan alta her türlü imkanlarıyla çoğunluk olan Sünni inancın yegane doğru inanç olduğunu empoze ediyor. Büyük imkanları elinde bulunduran egemenler Alevilere/ Aleviliğe dair en küçük bir oluşumu/ fikri bastırıyorlar. Sayısız yayınlar ile Alevi inancının tezleri çürütülmeye çalışılıyor. Kimse kabul etmek istemese de aslında mevcut İlahiyat okullarının en temel noktası Sünniliğin yegane ve tek inanç haline getirmek. Bunu yapabilmeleri içinde önündeki engelleri bertaraf etmeleri gerekiyor. Nedir bu engeller? Tabi ki en başta Alevilik ve Aleviler geliyor. Dolayısıyla Aleviliğe / Alevilere yönelik müthiş bir savaş var dediğimizde abartmıyoruz. Bilakis, yaşananların/ olanların çok az bir kısmını dile getiriyoruz.
Aleviler olarak daha en temel haklardan yoksunken “eşitsiniz” masalına kanmamız ahmaklık ötesidir. Dolayısıyla veya direkt, en başta yapmamız gereken özgürlüğe giden yol için çaba ve çalışma sahibi olmamız gerektiğidir. Haklıyız. Haklı olmak yetmiyor. Kimse bize haklı olduğumuz için haklarımızı teslim etmeyecektir. Bize düşen; hak verilmez, alınır mantığıyla hareket etmemizdir. Bu hesapla yola çıkarsak kazanırız. Kaybedecek bir şeyimiz zaten yok. Ama başta özgürlük olmak üzere kazanacaklarımızın hesabı yok. Zafer ve özgürlüğe koşan canlara aşk ile!
|