atag logo1

Alevi Toplumu-Alevitische Gemeinde

ATAG e. V.

Tauben Str. 20,  70199 Stuttgart

email: alevitentum@yahoo.de   tel: 0173 780 56 17

Home/ Ana Sayfa

Kontakt

Spende/ Bağış

Remzi Kaptan

Sorularla Alevilik

Çocuklarımıza Aleviliği Nasıl Öğretebliriz?

Cem

Alevi Duaları- Gülbank

Die Alevitische Lehre

Alevi Teaching

Het Alevitisch Geloof

Ensenanzas del Alevismo

Doutrina Alevi

La Dottrina Alevi

Kitap/Bücher

Alevilere Gökten Mucize Gelmeyecek

Aleviler olarak hayatın bir çok alanında, başta yönetim kademeleri ve iktidar olmak üzere yokuz. Bu yokluğun sonucu olarak eşit haklara sahip değiliz. Eşit haklara sahip olmak bir yana, inancımız farklı diye “dinden çıkmış, mürtet, rafızi, zındık, kafir” olarak görülüyoruz. Mevcut egemen anlayışa göre böylesi bir inanca sahip olanların ise “katli vaciptir ve malları, kadınları ganimetten” sayılıyor.

Böylesi bir gerçeklikle karşıya karşıya olmak demek her an ölüm ile karşı karşıya olmak demektir.

Aleviler olarak can güvenliğimiz, mal güvenliğimiz yoktur.

Her an bir saldırı ve katliama uğrayabiliyoruz. Bırakalım eski tarihleri, son 50 yılda bile bir çok  katliam yaşamış ve her gün katliam tehditleri yaşamaktayız.

İnancımız, değer yargılarımız aşağılanmakta ve en küçük bir fırsatta her tür küfre hakarete, dışlanmaya, ötekileştirmeye maruz kalmaktayız.

Aleviliğimiz kabul görmüyor. Mevcut anlayış kendisinin inancını “biricik ve yegane doğru inanç” olarak görüyor ve kendi inancı dışındaki her inancı kafirlik, gavurluk, münafıklık olarak görüyor.

Böylesi bir zihniyetin hakimiyeti altında yaşıyoruz.

Gerçekliğimiz abartısız bu şekildedir.

Gerçekliğimiz bu şekildeyse, bu gerçeklikte bizlerin payı yok mu?

Egemenlerin anlayışı belli ve ortadır. Onlar diyor ki “biz egemeniz ve ve doğruyuz. Siz Aleviler yanlış inanca sahipsiniz ve yoldan çıkmışsınız. Bizler gibi ibadet edin, inanın, yaşayın. Bunun dışında ne bu dünyada ne öteki alemde hiç bir şansınız, hakkınız yoktur. Bu dünyada size zulüm eder sizi öldürürüz, ölümünüz haktır, çünkü siz inançsızsınız ve öteki dünyada da yeriniz cehennemdir”.

Böylesi bir anlayış egemense bu egemenliğin oluşmasında, kurumlaşmasında, böylesi insanlık dışı bir zihniyetin hayat bulmasında ve kendisi dışındaki herkese ölüm-zulüm fetvaları vermesinde bizlerinde katkısı yok mudur?

Biz Aleviler bu gün hayatın tüm alanlarında yoksak ve inancımız farklıdır diye dışlanıp, ötekileştirilip her an katliam tehdidiyle karşı karşıyaysak, bunun böyle olmasında bizlerin hiç mi suçu, hatası, eksiği yok?

Yobazlığı, gericiliği, ölüm ve zulüm fetvalarını övecek halimiz yok. Ancak zalimlerin bu kadar pervasız olmasında bizlerinde sorumluluğu var.

Nedir sorumluluğumuz?

Bizler yeteri kadar örgütlenmedik.

Birlik olup güç haline gelmedik.

Her zaman alttan aldık ve kuru kardeşlik söylemlerinin, hayatta zerre kadar karşılığı olmayan söylemlerin ardı sıra safça koştuk.

Yobaz zihniyetin pervasızlığını hesaba katmadan, sınıfsal ve ulusal anlamda birlik noktalarında bir araya gelip kardeşçe huzur içinde yaşayacağımızı sandık.

Yobaz zihniyet gerçekliğini görmeden hep başka başka devletleri ve ülkeleri emperyalizm adına suçladık ve yobazların onların cahil kuklaları olduğuna inandık.

Belli bir eğitim ve bilinçle yobazlığın giderileceği ve ve sorunun zihniyet sorunu olmadığı, cehalet ve eğitim sorunu olduğu yalanına kendimizi inandırdık.

Oysa cahil ve eğitimsiz değiller, aksine eğitimliler ve dünyadan haberdar olarak bilinçli bir tercihle, yani bile bile bize ölüm ve zulüm fetvaları vermekte ve bunların gereklerini yerine getirmekteler.

Bu bilinçli tercihe karşın örgütlenmemiz ne yazık ki cevap verecek nitelikte değil.

Kitlesel olarak, sayısal olarak çok olmamıza karşın örgütsel olarak çok çok yetersiz konumdayız. Nitelikli 3 tane dahi kadromuz yoktur.

Toplumumuzda en duyarlı ve bilinçli kişiler çeşitli ideolojik tercihlerinden dolayı başka düşüncelere hizmet eder haldeler. Bu tür kişilerin Alevi duyarlılıkları çok çok geri bir konumdadır. Hatta bir çok noktada genel Alevi duyarlılığını törpüler niteliktedir.

Örgütlerimizde yönetici konumunda olanların çok da bu işin bilincinde oldukları, konumlarına uygun nitelikte bir düşünce ve inanca sahip oldukları tartışılır bir durumdur.

Listeyi uzatmaya gerek yok.

Gökten Aleviler için özel bir mucize gelmeyeceğine göre ne yapmak gerekiyor peki?

İlk önce şuna inanmalıyız: eğer biz Aleviler kendi yolumuza ve değerlerimize sahip çıkarsak ve bu sahip çıkmayı uygun yöntemlerle yaparsak, dünyanın en zalim ve barbar gücü dahi bizleri kolay kolay tarih sahnesinden silemez, yok edemez.

Kilit nokta; bilinçli, ikrarlı, imanlı, itikatlı ve Alevilikten/Alevilerden başka derdi tasası olmayan yöneticiler ve kadrolardır.

Böylesi kadrolara sahip Aleviler katliam tehdidini bertaraf eder, ötekileştirmeyi ve hakareti durdurur ve Alevilerin hak ettiği konumda olmalarını sağlar. Üstelik bu sanıldığı gibi çok uzun da sürmez.

Demek ki yapılması gereken çok basit. Mevcut yapılardan çok şey beklemeden, ikrar vererek, yola bağlanarak hizmet etmek.

 Remzi Kaptan remzi.kaptan@yahoo.com

 


Statistiken

 

Anrede:
Ihr Vorname:
Ihr Name:
Telefon-Nummer:
eMail:
Grund Ihrer Nachricht: Ich habe eine Frage
Ich habe einen Vorschlag für Ihre Seiten
Ich habe eine Kritik anzubringen
Text:

 

Kopieren nur mit Quellenangabe/Kaynak gösterilmeden kullanilamaz!