atag logo1

Alevi Toplumu-Alevitische Gemeinde

ATAG e. V.

Tauben Str. 20,  70199 Stuttgart

email: alevitentum@yahoo.de   tel: 0173 780 56 17

Home/ Ana Sayfa

Kontakt

Spende/ Bağış

Remzi Kaptan

Sorularla Alevilik

Çocuklarımıza Aleviliği Nasıl Öğretebliriz?

Cem

Alevi Duaları- Gülbank

Die Alevitische Lehre

Alevi Teaching

Het Alevitisch Geloof

Ensenanzas del Alevismo

Doutrina Alevi

La Dottrina Alevi

Kitap/Bücher

Dürzilik ve Dürziler Konusunda Alevilerin Bakış Açıları Nasıl Olmalı?

Egemen inancın beynimize ve yüreğimize işlediği kodlar, sandığımızdan daha beter bir tahribat yaratmış durumda. Öyle bir tahribat ki hayatın her alanında, her konuda egemen inancın bakış açısıyla olaylara ve olgulara yaklaşıyoruz.

Görüntüde Aleviyiz. Alevilik değerlerini savunuyor ve sahipleniyor ve Alevilik değerlerinin daha da var olması için çaba ve gayret gösteriyoruz. Oysa zihinsel şekillenişimiz, kültürel yaşayış ve algımız, tarihe ve olgulara yaklaşımımız çoğu kez egemen inancınkiyle benzerlik, aynılık taşıyor.

Bu korkunç kötü bir durumdur. Bunun bilincinde olup bunu aşmanın çabasını sergilemeliyiz.

Elbette bu kolay olmayacak. Bir çok sosyal ve toplumsal olayda iç içelik mümkündür. Farklı inanç ve toplumların bazı konularda ortak bir tavır sergilemeleri de doğaldır. Bu konuda bir itirazımız yok.

Ancak bazı temel noktalarda inancımız ve değerlerimizle uyuşmazlığı ortada olan bir takım yargıların, değerlendirmelerin, bakış açılarının en azından sorgulanması gerekiyor. Sorgulanıp düzeltilmesi gerekiyor.

Buna en iyi örneği Dürziler ve Dürzilik konusunda verebiliriz.

Alevi aydınları, bu yol için kafa ve beden yoranların bakış açıları ile kaba ve softa bir yobazın bakış açısı nasıl bir ve aynı olabilir ki?

Olamaz.

Olmamalı.

Olması demek, Aleviliğin asgari düzeyde kavranmasında sıkıntı olduğunun işareti olarak bilinmeli.

Dürzilere ve Dürziliğe, Sünniler gibi bir yaklaşım korkunç kötü bir durumdur. Büyük ozanımız, değerli Mahzuni Şerif gibi bir usta bile bu kodlamadan nasibini almış ve Sünni ulemanın yaklaşımıyla Dürzilere yaklaşıp bir eser yapmıştır. Bu şüphesiz hoş olmayan bir durumdur.

Klasik Sünni ve Şii anlayışın Dürzilere yaklaşımı oldukça kötü ve düşmancadır. Peki biz Alevilerin yaklaşımı nasıl olmalıdır?

Biz Aleviler Dürzüleri ve Dürziliği nasıl ele alıyor, nasıl değerlendiriyor, dost düşman kategorisinde nereye koyuyoruz?

Her halükarda klasik Sünnilik ve Şiilik yorumları, değerlendirmeleri, önyargıları dışında bir bakış açımız olmalı. İlk başta olumsuz anlamda kullanılan ve günlük dilde kötü bir eylem, davranış ve düşünceyi belirten “Dürzümisin sen, Dürzilik yapma, tam Dürzi oldun” gibi aşağılayıcı nitelemelerden vazgeçilmelidir. Bir toplumu tümden kötü görmek, nitelendirmek, olumsuz sıfatlar kullanmak inancımızda ve geleneğimizde ret edilen bir durumdur.

İkincisi Dürzilerin inancı ne olursa olsun, neye ve kime inanırlarsa inansınlar, neyi ve kimi kutsal ve önemli kabul ederlerse etsinler, bizlere ters ve yanlış gelse dahi onların inançlarına, değerlerine, geleneklerine, yaşam biçimlerine, dünyayı algılayışlarına saygı duymalıyız.

Başka inançları ezmiyor, sömürmüyor, hor görmüyor ve baskı uygulamıyorsa, itikat anlamında bize ne kadar zıt olursa olsun onlarında herkes kadar, bizler kadar şu yer kürede onurluca ve şereflice, inanç ve değerleriyle yaşamaya hakları vardır. Bu sadece Dürziler için geçerli değil, herkes için, farklı inançlardan herkes için geçerlidir. Burada bizlerin temel kriteri başka inanç grupları üzerinde baskı ve şiddet uygulanmamasıdır. Tüm inanç gruplarının eşit ve aynı derecede kutsal kabul görmesidir.

Evet, herkesin inancı kendisi için değerli ve kutsaldır. Hiç bir inancın diğer bir inançtan üstün bir yanı yoktur.

Sünnilik Alevilikten, Hristiyanlık Müslümanlıktan, Hinduizm Budizm'den, Katoliklik Protestanlıktan  üstün değildir. Elbette herkesin inancı kendince üstün ve değerlidir. Herkesin inancı inanan o kimse için en doğru inançtır. Ancak bu durum başkalarının yaşam haklarına kasta gerekçe olamaz. Bir kimsenin inancı sizin inancınızdan farklı diye o kimseye yaşam hakkı yoktur gibi bir anlayış kabul edilemez.

Ne yazık ki böylesi bir yaklaşım tarihin her çağında var olagelmiştir. Her zaman birileri inançlarının “en doğru inanç” olduğu saikiyle başka inanç mensuplarını katletmiş, yok etmiş veya kendi inançlarını kabullenmeye zorlamışlardır. Bunu gerçekleştirmek için güçlerinin yetmediği noktalarda ise aşağılamış, her fırsat ve imkanda dünyayı dar etmeye çalışmışlardır.

Kardeşlik hukuku, eşitlik, dayanışma, farklı bir inancında doğru olabileceğine dair empati yapmak ve daha benzer erdemler ne yazık ki az rastlanan bir durumdur. Fanatizm, kendisinden başka doğru bilmeyen bir anlayış hüküm sürmeye devam ediyor. Bu fundamentalist yapıya karşı biz Aleviler tüm inançlara saygılı olmalı ve inançlarını yaşamaları için imkanlarımız dahilinde yaşam alanları açmalıyız. Kimseyi kendimize zorla benzeterek, misyonerlik yaparak, inanç ve değerlerini aşağılayarak dünyada kardeşlik ve barış ortamı olmaz.

Dürziliğe ve Dürzilere yaklaşımımız saygı temelinde olmalıdır.

Remzi Kaptan

remzi.kaptan@yahoo.com

 

 


Statistiken

 

Anrede:
Ihr Vorname:
Ihr Name:
Telefon-Nummer:
eMail:
Grund Ihrer Nachricht: Ich habe eine Frage
Ich habe einen Vorschlag für Ihre Seiten
Ich habe eine Kritik anzubringen
Text:

 

Kopieren nur mit Quellenangabe/Kaynak gösterilmeden kullanilamaz!