Aile İçinde İnanç İlkelerinin Uygulanması
Aile içinde, akrabalar arasında, insani ilişkilerde, iş ilişkilerinde... kısacası yaşamın tümünde inancımızın, yolumuzun ilkeleri geçerlidir.
Yolumuz bizler için her şeyden uludur ve yolumuzun kuralları her şeyin üzerindedir, herkes için bağlayıcıdır.
Yolumuzun kurallarının aile içerisinde işletilmesi, yolun ilkelerinin aile içerisinde uygulanması yaşamın diğer alanları kadar esas ve önemlidir.
Yolumuz açısından bakıldığında ailede baba kadar evladın da hakkı ve saygınlığı vardır. Anne kadar bacınında saygınlığı vardır. Ailenin bir ferdinin diğerinin üzerinde bir rütbe fazlalığı yoktur.
Anne ve baba elbette saygın ve değerlidir. Özellikle annenin ailedeki emeği, çocuklara verdikleri tartışılmazdır. Anneye ve babaya saygı, değer ve önem vermek, onlara gereken ilgi ve alakayı göstermek, onların ihtiyaçları hasıl olduğunda evlat olarak her türlü ihtiyaçlarını gidermek tartışılmaz bir gereklilik ve kuraldır.
Aynı şekilde anne ve baba da çocuklarının yaşam biçimlerine, tercihlerine saygılı olmakla yükümlüdürler.
Yani hiç kimsenin “biz anne ve babayız bizlerin dedikleri esastır” demeleri doğru değildir. Çocuklar yetişkin oldukları halde, tercihlerini yapacak yaş ve donanımda oldukları halde anne ve babanın tercihlerine göre yaşamalarını beklemek, onlara bunu dayatmak doğru değildir.
Yolumuzun ilkeleri apaçık ortadadır. Eğer çocuklar genel olarak bu ilkelerin ışığında, bu ilke ve kuralların dairesinde kendi yaşam biçimlerini seçip yaşıyorlarsa onların tercihlerine saygı duymak gerekiyor.
Ne yazık ki yolumuzun değerleri, kuralları ve ilkeleri aile ilişkilerinde yeterli derecede işletilmiyor. İnancımızın değerleriyle donanıp bu kuralları aile içinde uygulasak meydana gelen bir çok problemi daha ortaya çıkmadan çözmüş/engellemiş oluruz.
Burada bir yanlış anlamaya yer vermemek gerekiyor. Tekrar tekrar belirtelim: anne ve baba aileyi meydana getiren iki temel direktirler. Onlar olmadan aile olmaz. Onlar oldukları için evlatlar vardır. Evlatlar bunun bilincinde olarak anne ve babaya hürmeti ve değeri verirler. Fakat anne ve babanında evlatlara aynı özeni ve değeri vermeleri gerekiyor.
Anne ve babaların evlatları belli bir yaş ve olgunluğa gelmişlerse tercihlerine saygı duymaları gerekir. Evladını kendisinden farklı düşünüyor, yaşıyor diye dışlamamaları gerekir. Evlatlarına gönül koymamaları gerekir.
Yine evlatlarının da bir ailelerinin olduğunu, sorumluluklarının olduğunun bilincinde olmaları gerekir. Yani yaşamlarında tüm yapamadıklarını çocuklarından beklememeleri gerekir.
Ne yazık ki yaşlanmak beraberinde otomatik olarak olgunluğu, kemaleti getirmiyor. Hatta bazı kimselerde yaşlanmak beraberinde daha çok hırs, daha çok bencillik, daha çok yaşamın merkezinde olmayı getiriyor. Böylesi bir durumda bu türden kimselerin çocukları oldukça sorun yaşıyor ve ikilemde kalıyorlar.
Bir tarafta anne ve babaya saygı, ilgi, hürmet ve destek yolumuzun kuralıyken diğer taraftan kamil insan olmadan yaşlanmış olmanın getirmiş olduğu hırs, anlayışsızlık, duyarsızlık ve evlatların sorunlarına ve sorumluluklarına biganelik.
Yolun kurallarını ve ilkelerini annemize, babamıza ve evladımıza uygulamamız gerekir. Eğer inancımızın ilkelerini yaşamımızda praktize edersek bir çok ikilemden çıkabiliriz.
Yolumuz der ki; anne ve babaya saygı, sevgi, ilgi, destek esastır. Anne ve baba daima saygılı olunması gerekendir. Asla anne ve baba karşısında saygısızlık yapmamak gerekiyor.
Yine yolumuza göre evlada ve evladın tercihlerine saygıda esastır.
Evlat ne kadar anne ve babasını düşünüyor, saygı gösteriyorsa, destek oluyorsa, yardımını ve sevgisini sunuyorsa, anne ve babada evladını o denli düşünmeli, saygı duymalı ve güçleri oranında destek olmalıdır.
Burada yine hakkaniyet ve rızalığı esas almak gerekiyor.
Hakkaniyet ve rızalık uygulandığı takdirde yaşam daha güzelleşir ve anlam kazanır. Aksi takdirde öfke, küslük, dışlanmışlık meydana gelir.
Anne ve babanın evlatlarıyla böylesi sorunlar yaşaması, küskünlüklerin meydana gelmesi, dargınlıkların oluşması ve bir birinden razı olmamanın ortaya çıkması her iki taraf içinde acı ve ıstırap verici bir durumdur.
Bütün bunların olmaması için karşılıklı saygının olması, empatinin olması ve hakkaniyetin uygulanması gerekiyor.
Remzi Kaptan remzi.kaptan@yahoo.com
|