Günümüzde Alevi Müziği
Sanat, insanın hayallerini, düşüncelerini, duygularını, yaşadıklarını ve yaşamadıklarını, geçmişini, geleceğini ve şu anini estetik bir şekilde, insanın duygu ve düşüncelerine tercüman olacak şekilde dışa vurmadır.
Müzik sanatı, sanat dalları içinde insanın hayatına direkt olarak etki eden, biçimlendiren, yönlendiren, insanın duygularını ve hissiyatını en iyi şekilde ifade eden, onlara tercüman olan ve adeta insanla bütünleşmiş olan bir daldır.
Bir söylenceye göre müzik meleklerin sesidir.
Alevilikte ve Alevi toplumunda müzik merkezi bir konumdadır. Toplumsal ibadetimiz cem müziksiz düşünülmeyecek bir ibadettir.
Sünnilik ve başka inançlarla temel çelişkilerimizden biriside müzik konusundadır. Sünnilere göre müzik ile yapılan bir ibadet, ibadet niteliğinde değildir. Bizlere göre ise müzik insan hayatının vazgeçilmezidir ve bu noktada müzik ile ibadet etmek insanı küfre götürmediği gibi bilakis insanı yüce Yaratıcıya daha da yakınlaştıran, hemhal olmasına yardımcı olandır.
Bazılarınca kabul görmese de Alevi Müziği adı altında bir müzikten söz etmek abes bir durum değildir. Müzik evrenseldir. Müziği belli bir gruba, kimliğe bağlamak bazılarınca doğru görülmese de ve akademik olarak tartışılsa da bu durum, hayatın gerçeğinde Alevi toplumunca başta cem ibadeti olmak üzere icra edilen müzik Alevi müziğidir.
Alevi müziğinde başka enstrümanlarda olmakla beraber esas enstrüman ve vazgeçilmez olan bağlamadır.
Alevi müziğinde tınılar, ritim, melodi elbette önemlidir. Fakat bunların yanında esas olan sözlerdir. Bu noktada her ne kadar bağlamasız Alevi müziği düşünülmese de, sözlerin anlam ve derinliğinden dolayı insan sesi esas olandır.
Alevilik, tarihin küçük bir kesiti dışında hiç bir zaman iktidarda olanların inancı olmadı. Aleviler tarihleri boyunca her zaman iktidarlarca yok edilmesi gereken bir inancın mensupları olarak görüldüler. Bunun sonucunda Aleviler çok ağır baskı koşullarında yaşamak, varlıklarını devam ettirmek için en ücra dağ başlarını seçmek zorunda kaldılar.
Baskı ve katliam koşullarında yaşamak zorunda kalan Aleviler bir yandan canlarını korumak bir yandan da inançlarını korumak için mücadele yürüttüler. Canlarını dağ başlarına çekilerek, ücra bölgelere yerleşerek bir nebzede olsa korudular. İnançlarını da korumak ve geliştirmek için şiiri, müziği önemli bir araç olarak kullandılar.
Bir birlerinden kopuk ve yazılı eserlerin varlığının tehlikeli olması onları şiirleri en etkin ve yetkin şekilde kullanmaya sevk etti.
İşte günümüzde de büyük bir aşk ve tutkuyla dinlediğimiz, her seferinde bizi yenileyen ve her seferinde bizi motive edip yeni şeyler öğreten şiir, deyiş geleneğimiz bu zorlu şartlarda gerçekleşti.
Bundan yola çıkarak şunu diyebiliriz: tarihte inancımızın, değerlerimizin, doğrularımızın korunup yaşatılmasında nasıl ki şiirler, deyişler önemli bir işlev görmüşse günümüzde de Alevi müziği aynı işlevi görebilir.
Günümüzde Alevi müziği yine bağlamayı ve sözleri esas alarak yeni ve farklı enstrümanlar kullanılarak, yeni saund teknikleri değerlendirilerek geliştirilebilinir.
Alevi müziği bu anlamda tüm dünya insanlığına, evrensel müzik normları ile ulaştırılabilinir.
Bunu yapmak için yeteri kadar alt yapımız, önemli bir mirasımız var. Çağdaş Alevi inançlı sanat insanları inanç, duygu, düşünce boyutunu katarak Alevi müziğini geliştirebilirler.
Çağdaş Pir Sultanlar, çağdaş Kul Himmetler, Viraniler ve daha nice nice asırların ötesinden gelip asırların ötesine gecen güzel ozanların izinden yürünebilinir ve onlar gibi ölümsüzlük zincirine bir halka olanabilinir.
Remzi Kaptan remzi.kapta@yahoo.com
|