Rızalık
Remzi Kaptan
remzi.kaptan@yahoo.com
Kul kuldan razı olursa, Hak'ta kullarından razı olur.
Cem ibadetinin başlaması için ceme katılanların mutlaka rızalık vermeleri gerekir. Rızalık, ceme katılan herkes için geçerlidir. Buna cemi yöneten dede, rehber, pir ve diğer hizmet sahipleri de dahildir. Eğer ceme katılanlardan herhangi birileri diğer birisinden razı değilse, bu razı olmama durumu giderilene kadar cem başlamaz. Cem ibadetinin başlaması için herkesin bir birinden razı ve hoşnut olması gerekiyor. Eğer varsa bir müşkül durum, bir dargınlık, küslük mutlaka bu çözülür. Çözülmeden, dargınlık ve küslükler giderilmeden ve herkes bir birinden razı olmadan ibadete başlanmaz.
Burası Hak meydanıdır. Burası özümüzü ve cümle benliğimizi ortaya koyduğumuz, dara çektiğimiz meydandır. Bu meydan yanlış ve doğruların bir birinden ayrıldığı meydandır. Bu meydandan haksızlığa, yanlışlığa, kırgınlığa yer yoktur. İçinizde bir birinden razı ve hoşnut olmayan, dargın ve küskün varsa, beri gelsin, dile gelsin.
Müşkülü olan, haksızlığa uğradığını düşünen varsa cem meydanına gelir ve neden razı olmadığını tüm cem erenlerine anlatır. Cem erenleri de bu müşkülü hal etmekle yükümlüdürler. Böylece haklı ve haksız açığa çıkar varsa bir yanlışlık düzeltilir. Herkes bir birinden razı ve hoşnut olduktan sonra ceme ancak başlanılır.
Bu kısa açıklamadan da anlaşıldığı gibi Alevilik inancında rıza alınmadan, razı olunmadan menzil alınmıyor.
Alevilikte rızalık almak ve razı olmak esas ilkelerden biridir. Fakat bu rızalık alma, razı olma öyle zor ile veya dayatma, baskı ile oluşan bir rızalık değildir. Tamamen gönülden, içten gelen, hiç bir baskı ve dayatma kabul etmeyen bir rızalıktır. Zaten bir takım etki, baskı veya dayatma ile rızalık sağlansa bile bu uzun sürmez. Ve ayrıca bunun adı rızalık da olmaz.
Rızalık bir noktada belli bir inanç, irade ve bilinç gerektiriyor. Öyle kaba bir şekilde, veya formel bir geleneğin yerine getirilmesi olarak bakılamaz. Kesinkes öz irade ile ortaya çıkan bir tutum ve davranıştır. Bu irade, inanç, bilinç ile şekillenmiştir.
Rızalık salt toplumsal ilişkilerde devreye giren bir ilke değildir. Böyle olmakla beraber, Alevi inanç önderlerimizinde belirttiği gibi kişinin kendi kendisi ile de hoşnut ve barışık olması, yani kişinin kendi kendisinden de hoşnut ve razı olması gerekmektedir.
Bu nokta önemlidir. Hatta belkide rızalıkta ilk önemli noktada burasıdır. Kişi ilk etapta kendi kendisinden hoşnut ve razı olacak. Pirinin huzurunda, özünü dara çektiğinde, herhangi bir kimse daha bir şey söylemeden veya herkes ondan hoşnut ve razı olsa bile kişi yinede özünü meydana getirip tamamen öz iradesi ile, yüreğinin ve aklının rehberliğinde ailesine, topluma, doğaya varsa verdiği bir zarar, yaptığı bir yanlış; onun hesabını vermeli, özeleştiride bulunmalı ve yaptığı olumsuzlukları tekrardan düzeltme yoluna gitmelidir.
Alevilik yoluna inanmış bu yolun Hak yolu olduğuna ikrar getirmiş her can, akşam başını yastığına koyduğunda gönül rahatlığıyla uyuyabilmelidir. Başta kendisi olmak üzere herkesten hoşnut ve razı olmalıdır. İletişimde bulunduğu herkes de, buna doğa da dahil ondan hoşnut ve razı olmalıdır.
|