Sözün Hükmü
Söylenecek sözümüz var.
Yaşamın anlamına, umuda, mutluluğa, insanlığa, geçmişe ve geleceğe dair.
Bıkmadan, yorulmadan ve zerre kadar tereddüt etmeden doğrularımızı dile getirmeye çabalıyor, bir bütün olarak hayata dair duygu ve düşüncelerimizi paylaşmaya çalışıyoruz.
Samimiyet ve iyi niyetle doğru bulduklarımızı anlatmaya, paylaşmaya çabalarken bu doğruların mümkün oldukça çok kişiye ulaşmasını istiyoruz. O sebepten iletişim içinde olduğumuz, iletişime geçtiğimiz herkesle doğrularımızı paylaşmaya çalışıyoruz, onları da doğrulara davet ediyoruz.
Böyle yapmakla doğru ve yerinde bir şey yapıyoruz. Fakat bazen ipin ucunu kaçırıyor ve bunun sonucunda manevi olarak yorulup yıpranıyoruz.
Bazı kimselere bir şeyleri anlatmak ve onlarla bazı doğruları paylaşmak, ortak değerler etrafında birliktelikler yaratmak neredeyse imkansız.
Belki o kişiler için harcadığımız çabayı, verdiğimiz emeği başka bir şey için, mesela derdimizi o kişiye değilde bir dağa anlatsaydık belki o dağ dile gelirdi. Duygu ve düşüncelerimizi, samimiyet ve iyi niyetimizi bir ağaçla, bir bitkiyle paylaşsaydık o ağaç dile gelirdi. Fakat bazı kimseler bir ağaçtan, bir dağdan, bir kayadan daha beter vurdumduymaz ve değerlerden nasipsizler.
Bazen en yakınımız bile bu durumda olabiliyor. Yani en basit ve kanıtlanmış doğrular bile kabul görmeyebiliyor. Bu durumda vereceğimiz her çaba boşa gitmiş bir emek olacaktır.
Ne yapmalıyız?
Nasıl bir tutum almalı ve nasıl bir bakış açısına sahip olmalıyız?
Temel ilkemiz olan samimiyet ve iyi niyetle, kırmadan ve dökmeden, incitmeden ve üzmeden doğrularımızı ve değerlerimizi insanlarla ve cümle varlıkla paylaşmaya devam etmeliyiz. Böylesi bir paylaşımı esas almak bizlerin yaşam biçimidir, kişiliğimizin ve duruşumuzun ayrılmaz bir parçasıdır. Fakat bununla beraber şu noktayı da dikkate almalıyız: eğer değer ve doğrularımız bazılarına çekici gelmiyorsa, samimiyet ve iyi niyetimiz, insanca paylaşımlarımız bazılarının ilgi alanına girmiyorsa bu durumda ısrarcı olmamızın bir anlamı yok.
Böylesi bir durumda ısrarcı olmak bizi yorar, yıpratır ve bir noktada bazı güzelliklerden vazgeçmemize vesile olabilir. Veya bazı doğru ve değerlerimize şüpheci yaklaşmamızı getirebilir.
İletişim içinde olduğumuz her insanla doğrularımızı paylaşacağız, onlarla aynı değerler etrafında bir araya gelmeye çalışacağız. Fakat, eğer paylaşımlarımızı yaptığımız halde ve bunu birden fazla yaptığımız halde bir anlam ifade etmiyorsa, o vakit tereddüt etmeden o ilişkiye noktayı koyacağız. Eğer koyamıyorsak bile, mesela aile çevremizdekilerle paylaşımlarımız sınırlıysa ilişkilerimizi bitirmeden mesafemizi koyacağız.
Remzi Kaptan remzi.kaptan@yahoo.com
|