Yezit Karşısında Hüseyin, Hınzır Paşa Karşısında Pir Sultan Olmak
Yobazlık, tüm zamanların en zirve noktasında.
Yobazlar, inançları ve düşünceleri farklı diye kadın ve çocuk demeden canlı yayınlarda insanların kafalarını kesiyorlar.
Yobazlar, her tür barbalığı, vahşeti ve soysuzluğu din adına meşru görüyorlar. Onların nazarında kendisi gibi olmayanın bu “dünyada yeri yok, ahirette ise yeri cehennemin en dip noktasıdır”.
Yobaz zihniyetinin pratikleşmiş hali, insanlığa tarihin tanık olduğu en vahşi katliamları, toplu kıyımları, tecavüz ve talanları yaşatıyor.
Bu yobazlığın hedefi kendisi gibi olmayan herkestir. Fakat ne yazık ki bu yobaz zihniyetin yaşam alanı bulduğu yer bizlerin de yaşadığı coğrafyadır. Yani bu yobaz zihniyet katliamları ve zulümleri en çok bizlere yaşatıyor. Dolayısıyla en çok bizlerin kendilerini koruması, can güvenliğini sağlama alması gerekiyor. Diğer toplumlar da elbette tehdit altındadır fakat o toplumlar hem coğrafi olarak bu yobazlardan uzak durumdalar ve hemde askeri ve politik olarak her türlü saldırıyı püskürtecek konumdalar. Fakat bizlerin ne yazık ki öyle bir coğrafi uzaklığı yok. Bunlarla ne yazık ki iç içe yaşamak durumundayız. Bundan dolayı en çok hedef olan bizleriz.
Bizler yobazlığa karşı olduğumuz için, din ve inanç adına insan ayrımı yapmadığımız için, hayatın tüm alanlarında dinine ve diline bakmaksızın eşitliği ve barışı tüm insanlık adına savunduğumuz için ne yazık ki yobazlığın öncelikli hedefiyiz.
Barışçıl olan, cümle insanlığı kardeşliğe ve barışa çağıran bir toplum haliyle savunmasız ve korunmasız bir konumdadır.
Savunmasız ve korunmasız olmak, kurbanlık koyun olmaktır.
Ne yazık ki şu son bir kaç yıldır yobazların sergilemiş olduğu pratik bu kurbanlık koyun konumundaki toplumsal kesimlerin mecazi anlamda değil, gerçekten de koyun gibi kurban edilmesi oldu.
Savunmasız, korunaksız ve örgütsüz topluluklar kurbanlık koyun gibi öldürüldüler, eşleri esir alınıp tecavüz edildi ve daha sonra köle pazarlarında satıldı, mallarına ve mülklerin el konuldu.
Tüm insanlığın gözü önünde bunlar yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Ne yazık ki insanlık kötü bir sınav verdi ve bu mazlum toplulukların katledilmelerine gereken cevabı veremedi.
Buradan da anlaşılacağı gibi Alevilere yönelik kitlesel kıyımda kimsenin pek sesi çıkmayacaktır. Çıksa bile bunun pratikte bir karşılığı olmayacaktır. Yani Aleviler katledilecek ve tüm dünya diğer katliamları izlediği gibi Alevilere yönelik katliamları da izlemekle yetinecektir.
Bu demektir ki Alevilerin kendi önlemlerini almaları gerekiyor.
Aleviler nasıl önlem almalılar?
Meşru ve yasal olan her yoldan Aleviler en başta can güvenliği olmak üzere tüm önlemlerini alacaklar.
Bunun ilk adımı da örgütlenmektir. O halde Aleviler bir saniye dahi geç kalmaksızın bir araya gelmeli ve örgütlenmelidir. Yoksa yarin çok geç olacaktır.
Kaldı ki Alevi tarihi yobazlıkla mücadele tarihidir.
Hz. Ali'nin mücadelesi o çağın yobazlarına karşı değil miydi?
Hz. Hüseyin, gelmiş geçmiş en büyük yobaz olan Yezit'e karşı mücadele etmedi mi?
Pir Sultan Abdal, Hınzır paşa yobazına karşı direnişin en görkemlisini ortaya koymadı mı?
O halde çağımızın Hz. Ali'nin yolunda gidenleri, çağımızın Hüseyin'leri, Pir Sultan'ları da aynı yolu izlemeliler.
Remzi Kaptan
|