Hz. Ali'nin İnsanlığa Hizmeti
“Anne sen her gece uyumadan bana masal okuyorsun ya, anneannemde sana masal okur muydu böyle her gece?”
Soruyu annesine soran Turna'ydı. Annesi Fatma tam masal kitabını açmış kızına masal okuyacakken soruyu sormuştu Turna.
Yatağın başucunda yanan lambanın aydınlığında kızına baktı Fatma. İçini tarifsiz bir sevinç kapladı. Saçlarını öptü, kokladı.
Annesi bunları yaparken Turna hala annesinden cevap bekliyordu. O her şeyi bilmek ve keşfetmek isteyen haliyle annesine bakıyordu.
“Evet Turna'cığım, annem, yani anneannende bana masal anlatırdı.”
“Peki hangi masalları anlatırdı sana anne” diye sordu Turna.
“Kitaptan okumazdı annem. Ezbere bilirdi masalları ve onları anlatırdı.”
“Anneciğim bana anneannemin sana anlattığı masallardan birisini anlatır mısın” diye sordu Turna.
“Aklımda çok kalmadı onlardan Turna'cığım. Ama benim nenemin bana anlattığı ve hiç unutmadığım masallar var. Onlardan birisini anlatmamı ister misin” diye sordu Fatma.
“Evet anne, isterim.”
“Peki o halde anlatıyorum” dedi Fatma.
Kitabi kapatıp komodinin üstüne indirdi. Turna'nın ellerini tuttu ve başladı nenesinden dinlediği masallardan birisini anlatmaya.
“Hz. Ali bir gün oğulları Hasan ve Hüseyin'i yanına alıp yola çıkmış. Oğulları babalarını o kadar çok sever ve sayarlarmış ki babalarına sormamışlar nereye gidiyoruz diye.
Hz. Ali de onlara söylememiş nereye gideceklerini.
Yanlarında bir kaç günlük yiyecek ve içecek almışlar bir de bazı malzemeler almışlar.
Daha gün dogmadan yola çıktıkları için sabahın serinliğinde epey yol almışlar. Gün ortasına kadar aralıksız olarak yol gitmişler.
Bir kaç tane tam yeşil olmayan fakat yeşilimsi rengi olan çalının yanına geldiklerinde Hz. Ali demiş ki; 'burada duruyoruz.'
Orada durmuşlar. Güneşten korunmak için küçük bir çadır kurmuşlar ve bu çadır altında biraz dinlendikten sonra Hz. Ali çocukları Hasan ve Hüseyin'i karşısına alıp onlara buraya neden geldiklerini ve burada ne yapacaklarını söylemiş.
'Oğullarım, burası çöl. Gördüğünüz gibi şu bir kaç çalının dışında hiç bir şey yok. Buradan geçen kervanlar yollarını şaşırsa veya herhangi başka bir sebepten içecekleri tükense şuracıkta susuzluktan ölürler.
Biz buraya geldik, çünkü burada bir kuyu açacağız. Buradan yolu geçenler içsinler diye.
Biliyorum ki kafanızda çokça sorular var.
Evet, burası bizim toprağımız, arazimiz değil. Burası hiç kimsenin değil. Aslında oğullarım tüm dünya hiç kimsenin değil ve aynı zamanda her şey herkesin.
Burada kuyu açtığımızda kimse bize para vermeyecek.
Biz burada kuyu açmakla insana ve insanlığa hizmet etmiş olacağız.
Çünkü güzel oğullarım, insana ve insanlığa hizmet etmek şu dünyada en değerli olandır.
Bir insana hizmet etmek tüm insanlığa hizmet etmektir. Yine bir insana kötülük yapmak tüm insanlığa kötülük yapmaktır.
Bize düşen; daima bıkmadan şu dünyada güzellikler yapmaktır, iyilikte bulunmaktır. Hemde şimdi yapacağımız gibi kimseden hiç bir karşılık beklemeden, hiç kimseden bir şey istemeden iyilik yapmaktır.'
Hz. Ali konuşmasını bitirince 'hadi oğullarım şimdi iş başına demiş' ve başlamışlar kuyuyu kazmaya.
Çok zahmet ve zorlukla da olsa kuyuyu bitirmişler ve suyu çıkarmışlar. Oradan gelip geçen ve susuzluktan bağrı yananlar kuyuyu görünce her zaman için Hz. Ali'ye ve oğullarına dualar ederlermiş.
Turna'cığım nenem derdi ki Hz. Ali böyle çok kuyu yapmış, çok bahçe dikmiş ve aradan bin sene geçtiği halde hala o bahçelerdeki ağaçlar meyve veriyormuş ve hala insanlar Hz. Ali'nin açmış olduğu kuyulardan su içerlermiş.
Nenem bu ve bunun gibi masalları anlattığında hep derdi ki; 'iyi insan ol Fatma kızım. Kimseye yalan söyleme, kimsenin kalbini kırma. Rızası olmadan kimsenin bir şeyini alma. Böyle olunca her işin rast gider, yolun hiç bir zaman kötülerin yoluna düşmez, her zaman başarılı olursun. Çünkü Hz. Ali'de böyle yapmıştır. Sende böyle yapmakla onun yolunda gidersin.”
“Bende hep insanlara yardım edeceğim anne” dedi Turna.
“Aferin benim Turna'ma, güzel kızıma.
Hadi şimdi uyu, güzel rüyalar gör.”
Tekrar kızını öptü kokladı. Fatma odadan çıkarken Turna Hz. Ali'nin meyve bahçelerinde dolaşıyordu artık.
Not: Bu öykü “Çocuklar icin Alevi öyküleri” adlı çalışmadan alınmıştır.
Remzi Kaptan
|