İkrarımız Var; Dönen Dönsün Biz Asla Dönmeyiz
Yaşamı sadece maddi varlık ile sınırlı tutmuyoruz.
Yaşamın maddi yönüyle beraber ruhi, duygusal, sezgisel ve daha başka başka boyutları da var.
Yine yaşamı, bir diğer deyimle var olmayı sadece bu dünya ile sınırlı tutmuyoruz.
Ötelerin ötesinden geldiğimizi ve yine can (ruh) olarak ötelerin ötesinde yaşamın (var olmanın) devam ettiğine inanıyoruz.
Bu inanç ve itikattın sonucudur ki Hak inancına ikrar vermiş hakikat yolunda yürümeye çalışıyoruz.
Öyle taraftarlık ve zıtlık temelinde veya yine doğuştan gelen bir özelliğin sonucu bu inanca inanmıyoruz.
Aksine, bilinçle, şuurlu bir şekilde ve yine araştırma ve tatbik etmenin sonucunda bu inancın Hak inancı olduğu ve bu yolun hakikat yolu olduğuna inanmışız, ikrar vermişiz.
İkrarı (zahiri manada) en başta kendimize vermişiz.
Batıni anlamda ikrarımız Hakka, Bezm-i Elest'te verilmiş.
Zahiri ikrarımızla bunu tekrar özümüze hatırlatmış ve yenilemiş oluyoruz.
Ham ervah olan, yaşam ve insan gerçeğinden, Hak ve hakikatten uzak olan elbette bizlerin, “ikrarımız var; dönen dönsün biz asla dönmeyiz” sözümüzü basit bir tarafgirlik olarak anlayıp algılıyor.
Bu inanca ikrar verip gereklerini elimizden geldiğince yerine getiriyorsak, çaba ve emek veriyorsak, bedel ödüyorsak elbette ki bu basit bir taraftarlık değildir.
Yaşamın gerçeğine, sırr-i hakikate, varoluşa anlam verdiğinden dolayıdır inancımız, ikrarımız, bedellerimiz.
O halde bir kez daha tekrar ediyoruz:
“İkrarımız var; dönen dönsün biz asla dönmeyiz.
İtikadımız var; yolumuz hakikatin yoludur.
Hak inancına sahip hakikat yolunda yürüyenleriz.”
Yürüyenlere, yürümek isteyenlere aşk ile.
Remzi Kaptan
|