On Dört Masum-u Pak ve Alevilikte Çocuk
On Dört Masum-u Pak, Alevilik inancında Ehlibeytin çocuk yaşta katledilen çocukları için kullanılan bir kavramdır. ( Ayrıca On Dört Masum-u Pak kavramı Hz. Muhammed, Hz. Fatma ve On İki İmamlar için de kullanılıyor. Fakat bizler burada on dört masum çocuk anlamında kullanıyoruz)
Çocuk yaşta haksız yere zalimce katledilen bu masum-u paklara saygı ve sevgi ve onların şahsında bütün dünya çocuklarına saygı, aynı zamanda bir inanç ilkesidir Alevilikte.
Cemlerimizde, ibadetlerimizde, gülbank (dua) ve deyişlerimizde daima On Dört Masum-u Pak cana vurgu yapılır. Onlara dua edilir, anılarına bağlılık yerine getirilir.
Bütün bununla inanç olarak çocuklara, yani masumlara gereken saygı, ilgi ve değere vurgu yapılır. Çocukların, masumların korunmaya ve kollanmaya ne kadar ihtiyaçları oldukları anlatılır. Çocuklara yönelik sevginin ve ilginin daim olması, onların en rahat ve doğru şekilde yetiştirilmeleri gerektiği bilinci insanların yüreklerine ve beyinlerine işlenmeye çalışılır.
Evet, inanç manasında çocuklara değer ve önem verilmesi gerektiği bir inanç ilkesi olarak inancın merkezinde yer almasına rağmen gerçeklikte bu ne kadar uygulanıyor?
Pratikte, günlük hayatta çocuklarımızı bu bilinç ve ilke ile yetiştiriyor muyuz?
Ne yazık ki bu noktalarda henüz istenilen bir seviyede değiliz.
Bırakalım çocuklarımızı doğru ve ideal bir şekilde yetiştirmeyi, daha sayısız çocuk hem toplumsal gerçekliğimizde hem de tüm dünyada çok kötü şartlar altında büyüyor. Daha doğrusu büyümeye çalışıyor.
Çocuklar çalıştırılıyor, emekleri sömürülüyor, şiddetin ve geçimsizliğin olduğu ailelerde yaşıyorlar, kız çocukları çocuk yaşta evlendiriliyor, tecavüzlere uğruyor, temel eğitim ve gıda hakkından, sağlık hakkından yoksun şekilde yaşıyorlar.
Parklarda oynamaları gereken, eğitim ve öğrenim görmesi gereken çocuklar günde onlarca saat çalıştırılıyor.
Olumsuzluklar listesini çoğaltmak mümkün. Kaldı ki bunlar bir çoğumuzun bildiği ama bilmemezlikten geldiği gerçeklerdir, veya bilsek dahi karşılığında çok şeyler yapmadığımız gerçeklerdir.
Fakat yapacağımız az veya çok mutlaka bazı şeyler vardır.
Çocukluk dönemi, masumluk ve başkasına ihtiyaç duyduğumuz dönemdir. İhtiyaç duymamız her anlamdadır.
Sevgi anlamındadır, bilgi ve öğrenim anlamındadır, bakım anlamındadır.
Bunu çocuklar en çok anne-babalarından talep ederler.
Anne ve babaların bu duyarlılıkta, bilinçte ve yeterlilikte olmaları gerekiyor.
Hatta belki abartılı olacak fakat yinede vurgulamadan geçemeyeceğim; çocukları layıkıyla yetiştirmek bir anne ve babanın en temel görevidir. Eğer anne ve baba bu nitelikte değilse veya başka nedenlerden dolayı çocuğunu olması gerektiği gibi yetiştiremeyecekse çocuk sahibi olmayı –ki kutsal ve olması gerekendir- bin defa düşünmelidir.
Her ne nedenden veya bahaneden dolayı olursa olsun çocuğunu uygun şekilde yetiştirmeyen bir anne-baba kesinlikle özünü dara çekmeli, kendisini sorgulamalı ve daha uygununu yapma gayret ve çabasında olmalıdır.
Evlat sahibi olmak bir insanın yaşayabileceği en güzel ve özel duygularından birisidir.
Bu yüce, kutsal duyguyu yaşama yetisinden yoksunsak, bunun ayırdın da ve bilincinde değilsek, sırf çocuk sahibi olmak için çocuk sahibi oluyorsak bir yerlerde yanlış yapıyoruz demektir.
Sözün özü: On Dört Masum-u Pak bizlere Ehlibeytin şahsından tüm çocukların masum olduklarını ve onlara gereken değeri ve sevgiyi vermemiz gerektiğini inanç ilkesi olarak daimi olarak hatırlatıyor.
Bu ilkeden yola çıkarak başta kendi çocuklarımız olmak üzere tüm çocuklara gereken değeri vermemiz gerekiyor.
Onların masum olduklarını bilmemiz ve onların Hakkın bize emaneti olduğunun ayırdın da olmamız gerekiyor.
Kendi toplumumuzdan, kendi çocuklarımızdan başlayarak tüm dünya çocuklarının çocukluklarını çalışarak, acı çekerek değil, çocukluklarını neşe ve güven içinde yaşayarak geçirmelerine destek ve katkı sunalım.
Remzi Kaptan
|