Pir Sultan'ın Aşkı
Remzi Kaptan
remzi.kaptan@yahoo.com
Padişah katlime ferman dilese Yine geçmem ala gözlü Şah'ımdan Cellatlar karşımda satır bilese Yine geçmem ala gözlü Şah'ımdan
On yedi yerimden vursalar yara Cerrahlar derdime kılmasa çare Kemendi bend ile çekseler dara Yine geçmem ala gözlü Şah'ımdan
Ahiri katlime ferman yazılsa Çıksam teneşire tabut düzülse Kefenim biçilse mezar kazılsa Yine geçmem ala gözlü Şah'ımdan
Pir Sultan Abdal'ım derim vallahi Ölsem terk eylemem piri billahi Huzur-ı mahşerde dilerim Şah'ı Yine geçmem ala gözlü Şah'ımdan
En büyük komutan, en kudretli ve gaddar padişah Pir Sultan Abdal'ın yukarıdaki dizelerde dışa vurmuş olan Alevilik aşkına ne yapabilir ki?
Pir Sultan Abdal, aşkların en güzeli olan Alevilik aşkı için zaten maldan, candan vazgeçmiştir. Ama aşkın “a” sından haberi olmayan, yürekleri taş bağlamış olan gaddarlar Pir Sultan'ı ve Pir Sultan gibi ala gözlü Şah'a bağlı olanları ölüm ile korkutacaklarını sanıyorlar.
Ne büyük bir yanılgı.
Pir Sultan Abdal, hiç bir güç karşısında ala gözlü Şah'ından vazgeçmemiş ve vazgeçmesi için yapılan hiç bir baskıya boyun eğmemiştir.
Ölüm neyler ki bu aşk karşısında?
Hiç. Ölüm bile böyle bir aşk karşısında yenilmeye mahkumdur.
“Ölürse ten ölür, canlar ölesi değildir.”
“Aşık olan gönül dünya malına ilgi göstermediği gibi, gerçek aşıklar hiç bir zaman ölmezler.”
Pir Sultan'ın yolunu sürme iddiasında olan bizler o yüce pirin aşkını anlamaya çalışmalıyız. Pirimizin aşkını anladıkça bizlerin aşkı da gittikçe yüceleşecek ve bizlerde pirimiz gibi ölümü hiçe sayacağız. Pirimizin aşkını az buçuk tefekkür etmeye başladığımızda, onun sözlerine anlam vermeye başladığımızda, bizlerinde hayatı anlam kazanacaktır.
Gerçek aşık, Pirimizde olduğu gibi yoluna ve değerlerine, Şah'ına bağlı olan aşıktır.
Ne mutlu sözle ifadesi yeterli olmayan bu aşkı yaşayan cümle yol sürenlere.
|