Başarısızlık Kader Değildir
Hem bireysel ve hemde toplumsal olarak yaşamış olduğumuz sorunlarımızı, çıkmazlarımızı, sıkıntı ve zorluklarımızı genelde bahane üreterek gidermeye çalışıyoruz.
Bahanelerle kendimizi ve diğerlerini kandıramadığımız noktalarda ise işi Allah'a ve kadere bağlıyoruz.
Tamamen bizden kaynaklı olarak ortaya çıkmış olan başarısızlık, yenilgi ve sorunlarda bahaneler üretmek, kaderi veya Allah'ı suçlamak sorunlarımızı çözmediği gibi gerçekçi tespit ve çözümler noktasında da bizlere engel teşkil etmektedir.
Allah'ın bizlerin başarısızlıklarında, yenilgi ve yetmezliklerinde dahili olabilir mi?
Elbette ki olamaz.
Allah'ın bizlere kastı yok ki...
Allah bizlere akıl vermiş, fikir vermiş.
Bizler aklımızı kullanmıyorsak, bilincimizi geliştirmiyorsak, yetenek ve becerilerimizi en verimli olacak şekilde kanalize edemiyorsak bunda Allah'ın veya kaderin suçu olabilir mi?
Bahanelerle, Allah'ı ve kaderi suçlamak ile kendi beceriksizliğimizi, aymazlığımızı kapattığımızı düşünüyoruz ve herkesinde buna inanmasını istiyoruz.
Bizler kendimizi kandırsak bile çevremizdeki insanlar ahmak ve aptal değil.
Yani yenilgilerimizde, başarısızlıklarımızda suçu başkasına atarak kendimizi temize çıkartamayacağımız gibi böyle bir yaklaşım ile daimi olarak başarısızlık ve yenilgilere de açık olmuş oluruz.
Şüphesiz hiç birimiz mükemmel varlıklar, her şeyi çözen, üstün yetenek ve becerileri olan yenilmez kahraman süpermen değiliz.
Haliyle başarısızlıklarımız, yenilgilerimiz, sorun ve sıkıntılarımız her zaman için olabilir.
Bunda hiç bir sıkıntı yok.
Asıl mesele sorunlarımızın çözümü, zorluklarımızın giderilmesi ve gelecekte olabilecek, karşımıza çıkabilecek sorunlara karşı bizlerin ruhsal, duygusal ve düşünce olarak karşı koyacak istek, irade ve azimde olmamızdır.
Hiç bir kimseyi suçlamadan, kaderi veya Allah'ı sorumlu tutmadan tamamen bizlerin yetenek ve becerisini esas alarak çözüm ve savunma geliştirmemiz en temel noktadır.
Böylesi bir yaklaşımla yenilgilerimiz olsa dahi bu yenilgilerden dersler çıkartacak ve kendimizi daha çok güçlendirmiş olarak karşımıza çıkan başka sorun ve sıkıntıları daha rahat ve kolay bir şekilde çözmüş oluruz.
Duygu ve düşünce olarak böylesi bir yaklaşıma sahip olursak ve bu yaklaşımı pratikte uygularsak hiç bir sorun ve sıkıntı bizler için aşılmaz değildir.
Esas olan bahaneler yerine kendimizi esas almamız ve buna uygun bir davranış ve eylem içinde olmamızdır.
Tekrar belirtelim ki başarı ve zafer için hiç bir engel yoktur.
Eğitimimiz yetersiz olabilir, o halde kendimizi geliştirip eğiteceğiz, maddiyatımız sıfırın altında olabilir, o halde maddi olarak kendimizi güçlendireceğiz.
Bir günden diğer güne mucizevi şekilde bir değişim olmaz, fakat uzun vadede değişim kaçınılmazdır.
Önemli olan ısrarlı, kararlı ve tutarlı olmamızdır.
Böylesi bir düşünce ve inançla hayata baktığımızda oturup bir köşede tembellik yapıp başarısızlık ve yenilgilerimiz için kaderi suçlayacağımıza ayağa kalkıp büyük bir aşkınlık ve coşkuyla mücadele ederiz.
Mücadele eden, direnen, çaba ve emek harcayan için yenilgiler olsa dahi uzun vadede zafer ve başarı kaçınılmazdır.
Dolayısıyla her şey değilse bile çokça şeyler insanın kendi iradesi, becerisi, azmi ve tutarlılığı dahilindedir.
Böylesi bir anlayışla hareket edildiğinde yenilgiler bile onlardan alınan derslerden dolayı başarıya evrilir ve hayat daima mücadele, çaba, emek üzerine olduğu için verimli, umutlu ve coşkulu bir şekilde yaşanır.
Öyleyse kazanılacak çok şeyler varsa, hayat anlam ve mutluluk doluysa, umut ve heyecan her anı sarmalıyorsa neden hiç bir an dahi kaybetmeden hizmet ve mücadele etmiyoruz?
Remzi Kaptan
|