Yolun Eri Olmak
Yolumuz var bizim, bizleri hakikatlere götüren Hakkın yolu.
İlk insan olan Adem ile başlayıp, Hz. Muhammed ve Hz. Ali ile zirve noktasına ulaşıp, tüm olumsuzluklardan temizlenip, işaretleri dosdoğru olan bir yolumuz var.
Bu yol bizleri gerçeğe götüren, hakikat ile buluşturup Hakka ulaştıran bir yoldur.
Erenlerimiz bu yolun her zaman için engelsiz olması için hizmet etmiş, çaba göstermiş ve bedel ödemişlerdir.
Bizler de işte günümüzün yol sürenleriyiz.
Yolun erleriyiz.
Hem bu yolda yürümek, menzile (Hakka) ulaşmak hemde ulaşma çabası içerisinde yol alırken yolun kötülük ve çirkinliklere maruz kalmaması için çaba gösterenleriz.
Yolun erleri olmaya çabalıyoruz.
Yola hizmet etmeye, yolda yürümeye, yol ile bütünleşmeye, yolu anlamaya, sonu olmayan yolumuzun son menziline ulaşmaya çabalamaya çalışan yolun erleriyiz.
İyi ki yolumuz var.
Yolumuz olmasaydı ne olurduk?
Yolsuz olurduk.
Yolsuzsuzluk demek; çirkinlik, rüşvet, başıboşluk, çıkarcılık, haram ve kötülük demektir.
Oysa yol sahibi oldu mu insan; her tür değer ve doğru ile donanır, güven ve huzur verir, saygınlık ve insanlık sunar.
Yolumuz var bizim, yolsuz değiliz.
Değerlerimiz var, değersiz değiliz.
Hakka bin şükür ki yüceliklere, güzelliklere giden yolda nice bulunmaz değerlerle donatılmışız.
Hz. Ali'lerin, İmam Hüseyin'lerin, Pir Sultan'ların gitmiş olduğu hakikat yolunda yürümeye gayret edenlerdeniz.
Yolu Hz. Ali'nin yolu olana zorluk ve sıkıntı, darlık ve çile olur mu?
Elbette ki olmaz.
Bu yolda yürüyenlerde dünyevi zorluk ve sıkıntılar olsa dahi, ilahi nihaiyi de asla zorluk yoktur.
Çünkü bu yolda yürüyenlerin daimi olarak Hakk yardımcısı, Hızır yoldaşıdır.
Sırdaşı Ali olanın kardeşi de elbette Hacı Bektaş'tır.
Yardımcısı Hakk olanın, yoldaşı Hızır olanın, sırdaşı Ali olanın ve kardeşi Hacı Bektaş olanın yolu doğru yoldur.
Remzi Kaptan
|