Dem Bu Demdir
Nedir geriye kalan, kalacak olan?
Dem bu demdir hey can, dem bu.
Ya geleceğe uzanan nedir?
Kimdir yarinin sahibi, kimdir gecenin sahibi?
Dem bu demdir ey yar, dem bu dem.
Eski Mısır medeniyetinde o dönemin din insanları (rahipler) çocukları gözlemlerlermiş.
Bu gözlemlerin sonucununda çocukların ne dünü ve nede yarını düşünmediklerini, gelecek kaygısı taşımadıklarını sadece o an'a, oyun anına konsantre olduklarını fark etmişler.
Çocukları anı yaşıyorlar ve o an için mutludurlar.
Gelecek kaygısı olmadığı gibi geçmişin kırılmaları, hayal kırıklıkları da yoktur.
Sadece an vardır.
Alevice deyimle dem bu demdir.
Bundan binlerce yıl önce eski Mısır medeniyetinin rahiplerinin fark etmiş olduğu bu gerçeği günümüzde -ve muhtemelen gelecekte de- insanlık ne yazık ki çok az içselleştirebilmiştir.
Oysa yaşamı değerli kılan ne geçmişin hatırlarıdır ne geleceğin tasasıdır.
Yaşam sadece yaşadığımız andır.
Anların toplamı değil midir ömür?
Dem bu demdir ve tüm demler; dem be dem o huzur, dinginlik ve farkındalık içinde yaşanmalıdır.
Her anı bir mucize gibi yaşamak insanda bilinç, aydınlanma ve farkındalık gerektiriyor.
Bunlar ise ibadet, dua ve en çokta tefekkür ile ulaşılanlardır.
Elbette bilgi, eğitim ve öğrenim temeli doğal zorunlululuktur.
Bir süreç olarak görmek gerekiyor.
Bu süreç yani bilinç, aydınlanma ve farkındalık sürecini zorunluluk olarak veya görev olarak değilde gönüllülük temelinde ele almak ve bu sürecide an be an huzurla yaşamak gerekiyor.
Evet, dem bu demdir ve her dem umutla, mutluluk ve huzurla yaşanmalıdır.
Yaşamak mucize olduğundan, her nefes ve her adım sonsuz değerli olduğundan dem be dem güzeli ve güzelliği görmek, bilmek ve en önemlisi yaşamak gerekiyor.
Ki bu mümkündür.
Öyle hayatta karşılığı olmayan bir önerim değildir bu.
Erenlerimiz asırlar boyu bu minval üzeri yaşadılar.
O halde kimsenin ayıplamasını kapılmadan dem be dem çocuklar misali yaşamı yaşamak gerekiyor.
Ve bu anlamına en uygun olan, en doğal olan yaşam biçimidir.
Remzi Kaptan
|