atag logo1

Alevi Toplumu-Alevitische Gemeinde

ATAG e. V.

Tauben Str. 20,  70199 Stuttgart

email: alevitentum@yahoo.de   tel: 0173 780 56 17

Home/ Ana Sayfa

Kontakt

Spende/ Bağış

Remzi Kaptan

Sorularla Alevilik

Çocuklarımıza Aleviliği Nasıl Öğretebliriz?

Cem

Alevi Duaları- Gülbank

Die Alevitische Lehre

Alevi Teaching

Het Alevitisch Geloof

Ensenanzas del Alevismo

Doutrina Alevi

La Dottrina Alevi

Kitap/Bücher

Eline Beline Diline Sahip Ol İlkesinin Yaşamdaki Karşılığı

Bireysel ve toplumsal sorunlarımızın sebeplerine indiğimizde nelerle karşılaşıyoruz?

Bu sorunları doğuran bir çok faktör elbette ki vardır fakat sorunlarımızın ana kaynağı nedir?

Bu bağlamda sorunlarımızın kaynağını tespit edebilirsek, belki daha kolay bir çözüm ve tedavi yoluna da gidebiliriz.

O halde bu konuyu biraz Alevi bakış açısı ile irdeleyelim.

Post modern bir zamanda yaşıyoruz.

Kavramların, değer yargıların içeriğinin başkalaştığı, eski temel ölçülerin değiştiği, genel geçer kuralların yeniden şekillendiği ve hayata anlam verme noktasında yeni arayışların hakim olduğu bir zamandır post modern zamanlar.

Modern ötesi bu zamanlarda öyle eskinin klasik siyah beyaz şablonları ile olaylara yaklaşıp bu iyi bu kötü diye bir sınıflandırma yapmak, ne yazık ki pek mümkün değil.

Gelişen teknoloji ve bilgi akımının kolay olması, iletişimin olabildiğince ilerlemesi ve bunun neticesinin bire bir insanların hayatını etkilediği bu zamanda bazı sorunlara yaklaşımımızı ve çözüm önerilerimizi geliştirmemiz gerekiyor.

İnsanın kadim sorunları ve yeni zamanın insana dayattığı sorunlar karşısında çözüm önerileri geliştirirken bir bütün olarak ilkelerimizi göz ardı edemeyiz.

Bu ilkelerimiz ışığında, bu ilkelerimizi temel referans alarak neden modern zamanların dayatmış olduğu toplumsal ama en çokta bireysel sorunlarımıza neden çözümler geliştirmeyelim?

Hayat siyah beyaz renklerden oluşmuyor, çok sayıda ara tonlarda var.

Hayatın sorunları da öyle ve öyle olduğu içinde çözümlerde öyle bir kaç ilke ortaya koyarak gerçekleşmiyor.

Bunun gerçekleşiyor olduğunu iddia etmek hayattan kopuk yaşıyor olmak demektir.

Dolayısıyla söylediklerimizin, önerilerimizin işe yaraması için hayatta karşılığının olması, toplum ve insan hayatında bir işe yaraması gerekiyor.

Şundan emin olalım ki; baskı ve başka şartlanmışlıklarla, bazı şeyleri yok sayarak, aşmak yerine bastırarak sorunlar çözülemez, aksine daha bir artar.

O halde çağımızda eline-beline-diline sahip ol ilkeleri ne kadar gerçekçi ve ne kadar uygulanabilinir?

Öncelikle belirteyim ki hangi çağda yaşarsak yaşayalım bazı ilkeler varlığını koruyacaktır.

Bu ilkelerin her çağda hayatta karşılığı vardır.

Eline-beline-diline sahip ol ilkesi de bunlardan birisidir.

Evet, post modern hayatın debdebesinde yaşıyor olmak, günlük kaygı ve kederlerle boğuşmak, bireyciliğin ve hazcılığın (hedonizm) esas alınması ve daha başka benzer nedenlerden dolayı bu ilkeleri geçersiz sayanlarımız olacaktır.

Elbette kimseye dayatmada, baskıda bulunmuyoruz.

Fakat şunu da akılda tutmakta fayda var: bu ilkeleri göz ardı etmeden, yaptıklarımızın, ettiklerimizin, davranış ve eylemlerimizin yanlışlığında bu ilkeleri uygulasaydık yinede hata yapmış olur muyduk?

Hata yapmak insani bir gerçekliktir.

Yaşıyorsak elbette hata yapmamız da bazı durumlarda kaçınılmaz oluyor.

Peki bizi hata yapmaya götüren durumlarda bu ilkeleri uygulamış olsaydık yine aynı sonuçlu hata çıkar mıydı?

Aynı hatalı sonuç çıkmıyorsa ve dara durmak (tövbe etmek, öz eleştiride bulunmak) mümkünse, bu durumda ilkelerimizi uygular, hatalarımızdan ders çıkarır ve öylece yolumuza devam ederiz.

Elimize sahip çıkıp kötü işlerden uzak durarak, belimize sahip çıkarak meşru dairenin dışına çıkmayarak kendimizi korursak ve yine belimizden olanları doğru yetiştirirsek ve dilimize sahip çıkarak yaralayıcı değil, gönül alıcı sözler söylersek; yaşamımızdaki bir çok sorun oluşmadan çözülmüş olur.

Şüphesiz bu hayatın girift sorunları karşısında bu ilkelerin çağımızda tüm sorunlarda çözüm olması imkansız.

Ancak her şeye karşın yinede bu ilkelerimiz bir çok yönüyle geçerliliğini koruyor.

Anlamlı ve mutlu bir yaşamda bu ilkelere dikkat etmek, en azında bazı durumlarda veya yanlış sonuçlarda bu ilkelere baş vurduğumuzda ne kaybederiz k?

Yine bir hata yapmaya meyil ettiğimizde bu ilkeleri hatırımızda tutsak ne zararımız olabilir ki?

O halde bunları günlük yaşamımızda bir defalığına olsa dahi dikkate alalım.

Eminim öğretici sonuçlarla karşılaşacaksınız.

Remzi Kaptan

 


Statistiken

 

Anrede:
Ihr Vorname:
Ihr Name:
Telefon-Nummer:
eMail:
Grund Ihrer Nachricht: Ich habe eine Frage
Ich habe einen Vorschlag für Ihre Seiten
Ich habe eine Kritik anzubringen
Text:

 

Kopieren nur mit Quellenangabe/Kaynak gösterilmeden kullanilamaz!