Hakkın Varlığından Var Olmak
Mutlak anlamda bir yok oluş var mı?
Mutlak anlamda bir yok oluş yoksa, başkalaşım (metamorfoz) ve değişim oluşuyorsa; o halde varlıkta yoktan değil, vardan var olmuş olamaz mı?
Erenlerimizin özlü bir şekilde dile getirdiği gibi; “cümle varlık Hakkın varlığından” meydana gelmiş olamaz mı?
Yoktan değil, (yok, yok çünkü) vardan var olmak.
Evet, vardan var olmak; eksiği ve fazlasıyla.
İlk var oluş böyle miydi?
Yani kötü olan, çirkin ve bedbaht olan Hakktan olmuş olamaz.
Hakk, salt güzelliktir.
Cümle varlık bu güzelliğin yansımasıdır.
O halde çirkin nasıl meydana gelmiştir?
Çirkin güzellikten değişime uğramış ve çirkinlemiştir.
Güzellikleri ıskalamış ve bedbaht hale gelmiştir.
İlk çıkış noktası Hakk ise ve Hakk da mutlak güzellik ise demek ki çirkin Hakkdan olamaz.
Güzel olarak doğmuş, kendi cüzzi iradesi eliyle çirkinleşmiştir.
Çirkinliği bilinçli bir tercih olarak elde etmiştir.
O çirkinlikten zuhur eden(ler) de yine kendi iradesini kullanmış ve güzelleşmiştir.
Yoktan değil, vardan var olduk.
“Deryada bir, damla da bir, göl de bir.”
Okuyabilirsek kainatın (kendimizin) ayetini çözebiliriz bazı şeyleri.
“Oku” diye başlamıyor muydu her şey?
Okumaktan uzak, tefekkür etmede tembel, düşünce için hayli yorgun birisi anlayabilir mi?
Onun için yoktan veya vardan var olmak bir mana taşımaz ve hatta canının bedenleşmesi yani yaşaması bile bir anlam taşımaz.
Öylelerinin çoğunlukta olduğu ve bunların alışageldik sapkınlıkları, yanlışlıkları, çirkinlikleri kutsallık olarak kabul ettikleri bir zaman ve dünyada; ne denilse değer taşır ki?
Olsun, madde boyutunu aşan, tefekkürü derinlikte sınır tanımayan, göksel yücelikte sonsuzluğu yakalayan birisi için; başını gökyüzüne kaldırması yeterlidir sonsuzluğun bir parçası olduğunun hazzını yaşaması için.
O sonsuzluğun bir parçası olmanın bilinci, inancı ve hissiyatı dünyevi hiç bir zevk ile kıyaslanamaz.
Olsa olsa cennetteki tamamlanmışlık olur.
Remzi Kaptan
|