Himmet Sahibi Olmak İçin Hizmet
Bütün zorluklara, olumsuz şartlara, birlikten uzak toplumsal gerçekliğe inat; kadim bir inanç olan Alevilik yoluna hizmet etmek gerekiyor.
Bıkmadan, pes etmeden, aman dilenmeden, boyun eğmeden, bedel ödemeyi peşinen kabul ederek, zorlukları hiçe sayarak, ve daha nice nice olumsuzluklara rağmen hizmet etmek gerekiyor.
Bu yola hizmet etmek kemalate ulaşmada bir araçtır.
Kemalet ise varoluşun sırrına ulaşmadır.
İnsanın dünyaya geliş nedeni de budur.
Kemalet sahibi kamil bir insan olarak kendisini bilmesi ve kendini bilenlerden olarak tekrar geldiği yere geri dönmesidir.
Kendini bilen gizli hazineyi de (Künt-ü Kenz) bilir ve asıl gaye de bu değil midir?
Hizmet etmek; Hakk inancı ve hakikatin yolu olan Aleviliğe hizmetin şahsında insanlığa ve cümle varlığa hizmet etmektir.
Din, dil, renk ve ırk ayrımı yapmadan; canlı-cansız, insan-hayvan ayrımı yapmadan hizmet etmek...
Hizmet demek güzellikler oluşturmak ve kötülüklere engel olmak demektir.
Yanlışı düzeltmek, eğriye doğruyu göstermek, çirkini sevimli hale getirmektir.
Bunu barışçılıkla, sevgi ve saygıyı esas alarak yapmak...
Hizmet ile amaçlanan güzelliklerin toplamını en başta kişi kendi şahsında yaşar, yaşatır ve eylemleriyle bunu praktize eder.
Himmet de bu noktada anlamlı ve değerlidir.
Yani durduk yere Hakkın rahmeti ve bereketi insanın şahsına yansımaz.
Onun niyeti, çabası, çalışması ve gayreti ile ancak bazı şeyler ortaya çıkar.
Bazı kimseler salt ibadet ve dua ile himmet sahibi olunacağına inanıyor.
Bu doğru bir yaklaşım değildir.
Esas olan ilk önce iyiliğe ve güzelliğe niyet etmektir, sonrasında çalışma ve çaba sahibi olmaktır ve daha sonrasında azimle, kararlılıkla bunda sebat etmektir.
Himmet böylesi zorlu ve meşakkatli bir yoldan sonra elde edilir –ki onun bile garantisi yoktur-.
Yani bu amaçla yola hizmet edilmemeli özünde.
Himmet sahibi olacağım beklentisi ile hizmet etmek; hizmeti ve bu yolu anlamamış olmak demektir.
Bu noktada erenlerimizin şu sözünü hatırlatmakta fayda var.
Erenlerimiz diyor ki: “Allah'ım cenneti istediğim için sana inanıyor ve hizmet ediyorsam beni cennetten çıkar, cehennemden korktuğum için ibadet ve hizmet ediyorsam ben cehenneminden çıkarma”.
Esas alınması gereken ve doğru olan bu anlayıştır.
Dünyanın bin bir çilesine ve derdine inat ısrarla doğru bulduğumuz bu değerler doğrultusunda hizmet etmeye devam edeceğiz.
Himmet için değildir hizmetimiz.
Doğru olduğu için, bize varoluşun sırrını verdiği için ve Hakka şükür içindir hizmetimiz.
Hakkın sonsuz varlık deryasında bir damla misali, -ama arı ve duru bir damla misali- bütünleşmek içindir hizmetimiz.
Bu noktada hiç bir zorluk ve ya dünyevi engel bizi alıkoymamalıdır bu hizmetten.
Hizmet demek elini eteğini bütün günlük hayattan çekmek değildir.
Aksine hayatın içinde, günlük yaşamı an be an cümle insanlarla ve varlıkla yaşayarak hizmet etmektir.
Kendimizi her şeyden soyutlamak ve münzevi bir hayat yaşamak bizlerin erenlerin işi değildir.
Hizmetimiz yaşamın içinde, yaşamın çelişkileriyle her daim yüzleşerek ama hizmet bilinci ile o çelişkilere teslim olmak yerine onları aşarak yerine getirilmelidir.
Öyle insanüstü varlıklar değildir hizmet eden bunca eren.
Sıradan, basit kendi halinde insanlardır erenlerimiz.
O halde yolumuz doğru yoldur.
Hizmetimizi yapacağız, gayretimizi göstereceğiz.
Özümüzü Hakka bağlayacak, Ehlibeyt bendesi olmanın bilinci ile hareket edeceğiz.
Bu anlayışla iyi bir niyetin sahibi olarak, çalışma ve gayretin, azmin ve iradenin sahibi olarak güzelliklerin oluşmasına, ortaya çıkmasına hizmet edeceğiz.
Böylesi bir hizmeti olanında himmeti elbette olur.
Remzi Kaptan
|