atag logo1

Alevi Toplumu-Alevitische Gemeinde

ATAG e. V.

Tauben Str. 20,  70199 Stuttgart

email: alevitentum@yahoo.de   tel: 0173 780 56 17

Home/ Ana Sayfa

Kontakt

Spende/ Bağış

Remzi Kaptan

Sorularla Alevilik

Çocuklarımıza Aleviliği Nasıl Öğretebliriz?

Cem

Alevi Duaları- Gülbank

Die Alevitische Lehre

Alevi Teaching

Het Alevitisch Geloof

Ensenanzas del Alevismo

Doutrina Alevi

La Dottrina Alevi

Kitap/Bücher

Alevilerin Gündemi Kendileri Olmalıdır

Bazen söyledikleriniz ne kadar açık olursa olsun bir çok kimse tarafından anlaşılmıyor veya yarım anlaşılıyor.

Bundan dolayı bazı doğruları tekrar tekrar dile getirmek gerekiyor.

Bu gün Alevilerin can güvenliği var mı?

Alevilere karşı bir her an bir katliam gerçekleştirilme ihtimali her zamankinden daha çok değil mi?

Aleviler en tabi hakları olan haklarının hangisine sahipler?

Alevi kimliğini aşikar etmek devlet ve genel kitle tarafından olumlu karşılanıyor mu?

Yoksa Alevi olduğumuzu ifade ettiğimizde dışlanma ihtimali daha mı yüksek?

Ne yazık ki Aleviler hayatın her alanında istenilen konumda değil.

Değilsek, buna karşın ne yapıyoruz?

Örgütleniyor, birliğimizi güçlendiriyor, çocuklarımızı Alevilik erkanına göre yetiştiriyor muyuz?

Hayır, bunu yeteri derecede yapmıyoruz.

Yapsaydık zaten bu durumda olmazdık.

Yapmadığımız gibi birliğimizi dağıtmak için elimizden geleni yapıyoruz.

Misal geçenlerde bir cemevinde seminerden sonra genç bir canımız heyecanla bana Hz. Ali ile ilgili bildiğimiz gerçeklerin doğru olmadığını, Hz. Ali'nin söylenen kişilik değil, olumsuz birisi olduğunu ifade etti.

Bende ona bu bilgileri nerede öğrendiğini sordum.

Kaynak vermedi ama işte her yerde yazıyor gibi genel şeyler söyledi.

Peki dedim sen kendi öz dedenin hayat hikayesini tüm boyutlarıyla biliyor musun?

Veya 150 yıl önce yaşamış dedenin dedesinin hayat hikayesini?

Bilmiyorsun ama 1400 yıl önce yaşamış Hz. Ali ile ilgili, onun evlatları ve soyu ile ilgili her şeyi biliyorsun, bu nasıl mümkün olabiliyor ki?

Bir çoklarımız Hz. Ali ve diğer Alevi önderlerini yani aslında bizlerin tutkalı olan şahsiyetlerin durmadan anti propagandasını yapıyoruz.

Onları karalıyor, içini boşaltmaya çalışıyoruz.

Bunu ilericilik, modernlik adına yapıyoruz.

Böyle yapmakla aslında bizleri biz eden değerleri bitirdiğimizin farkında mıyız?

Günlerimizi, enerjimizi varlığımızı devam ettirmek ve hayatın her alanında daha iyi bir konumda olmak için harcamıyoruz.

Bunun yerine yarın kimsenin adını bilmeyeceği bakanların, devlet yöneticilerinin, parti liderlerinin demeçlerini yorumlayarak harcıyoruz.

Asılı unutup tali işlerle, bizlere bireysel ve toplumsal hayatımızda hiç bir faydası olmayan gündemlerle, bizim olmayan ve bize dayatılan gündemlerle zamanımızı harcıyoruz.

Oysa bizim gündemimiz kirlenmiş siyaset değil, başkalarının bize dayatmış oldukları ve yaşamımıza olumlu bir katkısı olmadığı gibi yaşamımızdan götürüsü olan gündem olmamalı.

Bizlerin gündemi Aleviler ve Alevilik olmalı.

Alevilerin nasıl daha iyi konumda olmaları gerektiği, Aleviliğin nasıl daha iyi yaşanacağı çalışma ve söylemleri olmalı.

Türkiye bir tarafa 60 yıldır bir milyondan fazla Alevi tüm Avrupa ülkelerinde yaşıyoruz.

Burada, bir çok imkanımızın olduğu yerde bile Türkiye'nin geri siyasetini esas almışız ve burada yapmamız gerekeni yapmamışız.

Elbette orası vatanımız ve bizler orayla ilgilenmeliyiz.

Fakat bununla beraber burada yapmamız gerekeni yapmayıp, tüm günümüzü bize dayatılan siyasi gündemi konuşmakla geçirmek, enerjimizi ona harcamak doğru olmayandır.

Misal Aleviliği burada bütün boyutlarıyla anlatan, tanıtan kitaplar çıkartabilirdik, filmler hazırlayabilirdik.

Her dilde bunu yapabilirdik, yapabiliriz.

Yapıyor muyuz, elbette ki hayır.

Yaptığımız konuşmak, üstelik bize dayatılan gündemi konuşmak ve böylece yapılması gerekenleri ıskalamak oluyor.

Budur doğru olmayan.

Bazı doğruları dile getirmek ve bu doğrulardan yola çıkarak bir örgütlenme yaratmak için siyasi deha olmak gerekmiyor.

Aleviliğe inanmak, bu toplumun parçası olduğunu ve ona ait olduğunun bilincinde olmak ve şu an hangi konumda olduğumuzun ayırdın da olmak yetiyor.

Çok konuşmak yerine çalışmak ve var olanın en iyisini ortaya koymak için gayret göstermek yeterlidir.

Misal en basiti bir cemevimizin çok büyük bina da olması gerekmiyor, küçük olsun ama orada insani ilişkiler ve onun oluşturduğu çevresel düzen görenleri etkileyip inanca bağlasın.

Yine dünyanın siyasi tahlilini yapmak yerine aşk ve tutkuyla inancı yaşamak, elini kalbine koyup niyaz ettiğinde o samimiyetle cümle varlığı kucaklamak yeterlidir.

Kanımca bizler ancak bu noktada bir ilerleme sağlayabiliriz.

Yoksa en iyi sloganları atmak, en doğru yazıları yazmak çok şey getirmiyor.

Remzi Kaptan

 


Statistiken

 

Anrede:
Ihr Vorname:
Ihr Name:
Telefon-Nummer:
eMail:
Grund Ihrer Nachricht: Ich habe eine Frage
Ich habe einen Vorschlag für Ihre Seiten
Ich habe eine Kritik anzubringen
Text:

 

Kopieren nur mit Quellenangabe/Kaynak gösterilmeden kullanilamaz!