İkrar Birliği
Biz Aleviler şu an içinde bulunduğumuz durumdan memnun muyuz?
Hiç bir yasal güvencemiz yok, hatta can ve mal güvenliğimiz yok.
İnancımıza dair doğruları bırakalım yaymayı, geliştirmeyi; daha dile getiremiyoruz, yaşayamıyoruz bile.
En temel insani haklarımızdan yoksunuz.
Kendi ülkemizde bir yabancı kadar değerimiz yok.
Aynı dili konuştuklarımız, aynı ırka mensup olduklarımız inancımız farklı diye bizleri hayatın her alanında soyutladılar, dışladılar, kendi inançlarını her yöntemle dayattılar, dayatıyorlar.
Aleviliği yaşamıyor olsak bile Alevi bir ailede dünyaya geldiğimiz için hayatın her alanında dışlanıyoruz, hiç bir devlet görevinde yer almıyoruz.
Sırf inancımız farklı diye her türlü küfrü, hakareti ve ayrımcılığı her gün yaşıyoruz.
Baştaki soruyu tekrar ediyorum: bu durumdan memnun muyuz?
Değilsek bu durumun değişmesi için, yani inancımızın hak ettiği konumda olması, inananlarımızın hiç bir çekince göstermeden hayatın tüm alanlarında göğüslerini gere gere, dünyadaki diğer inanç mensupları gibi “ben Aleviliyim” diyebilmeleri için ne yapmalıyız?
Gerçekliğimiz apaçık ortada.
Kurumsal bir yapımız, birliğimiz, kadrolarımız yok.
Herhangi bir güçlü yapıdan bir destek alma imkanımız yok.
Toplumumuz sindirilmiş ve bunun sonucunda tarih ve toplum bilincinden uzaklaşmış durumda.
Bütün bu olumsuz duruma karşın yinede yapacaklarımız var.
Ve bu yapacaklarımız ile bizler tarih sahnesinde tıpkı küllerinden doğan Anka kuşu misali yeniden yeniden doğar ve haklarımıza kavuşur ve insanlık var oldukça da bizlerde inancımızla, değer ve kültürümüzle büyük insanlık ailesi içinde onurlu, başı dik bir şekilde yaşarız.
Ne yapmalıyız, nasıl yapmalıyız?
Hedeflerimiz büyük ama büyük hedefler için hayal dünyasında yaşamıyor, oldukça gerçekçiyiz.
Kısa bir sürede mucize kabilinde gelişmeler yaratacak durumumuz yok ancak kısa bir sürede mevcut çalışmalarımızı daha derli toplu ve sistemli hale getirebiliriz.
Bu bakış açısına sahip olanların ikrar birliği yapmaları ilk etapta yeterlidir.
İkrar birliği demek söz vermek ve sözün gereklerini yaşamın tüm safhalarında an be an yerine getirmek demektir.
Hemde hiç bir gerekçenin arkasına saklanmadan, bahaneler üretmeden ve her gün yeni ve yaratıcı çalışmalarla bu mahzun ve mazlum topluma nefes aldırmak için tüm enerjisini harcamak demektir.
İkrar birliği; yarin al yanağından gayri her şeyde ortaklık demektir.
Yani bu yolun yürünmesi ve inancın yaşatılması için canı cana, malı mala katmak demektir.
Sırrından geçmemek ama seve seve serinden geçmek demektir.
Sayısal çoğunluk asla esas değildir.
Esas olan yol birliği, ikrar birliği, gönül birliği yapmış olmaktır.
Üç can bir cem düsturunda olduğu gibi, üç can ile başlamak ve sağlam bir temel atmak çoğu kez büyük başarıların ilk ve en önemli adımıdır.
Elbette yol aşkı ve bu yol aşkının akılla, ilimle, bilgi ve deneyimle desteklenmesi ve bunun sonucunda yeni yolların, mücadele ve birlik yöntemlerinin ortaya konulması gerekiyor.
Sonuç olarak: bu topluma ait olduğunun bilincindeysen, bu inanca tabi olmanın güzelliğini yaşıyorsan ve inancının devam yaşamasını istiyor, toplumumun hayatın her alanında hak ettiği konumda olmasını istiyorsan; ikrar birliğinde buluşalım.
Buluşalım ki asırların imbiğinden geçmiş olan ve adeta değerler manzumesi olan inancımız tüm insanlığa ulaşsın.
Buluşalım ki asırlardır hep ötekileştirilen, ağır kıyımlardan geçmiş olan bu mazlum ve mahzun toplumumuz nefes alsın, alnı açık şekilde gururla doğan güne selama dursun.
Buluşalım ki yarın ötelerin ötesinde, Hakkın divanında Ali yolunda yürümüş olmanın şerefiyle gururla dara duralım.
O halde hepimizin elinde az veya çok bir şeyler gelir.
Geldiğine göre bu güne değin binlerce erenin yürümüş olduğu Ali yolunda bizlerde yürümek için ayağa kalkalım ve ilk adımı atalım.
Remzi Kaptan
|