atag logo1

Alevi Toplumu-Alevitische Gemeinde

ATAG e. V.

Tauben Str. 20,  70199 Stuttgart

email: alevitentum@yahoo.de   tel: 0173 780 56 17

Home/ Ana Sayfa

Kontakt

Spende/ Bağış

Remzi Kaptan

Sorularla Alevilik

Çocuklarımıza Aleviliği Nasıl Öğretebliriz?

Cem

Alevi Duaları- Gülbank

Die Alevitische Lehre

Alevi Teaching

Het Alevitisch Geloof

Ensenanzas del Alevismo

Doutrina Alevi

La Dottrina Alevi

Kitap/Bücher

Alevilerin Öz Güveni Daima Zirvede Olmalıdır

Kendimize güveneceğiz.

Hatta öz güvenimiz en üst boyutta, tavan yapmış olmalı.

Evet evet, üstelikte bu zor zamanlarda, çetin şartlarda bu böyle olmalı.

'Neyimiz var ki, ne ile güveneceğiz kendimize' dediğinizi duyar gibiyim.

Hatta sayısal olarak azlığımızı, iktidarda olan ve hayatın tüm alanlarında bizi kuşatmaya almış olan karşıtlarımızdan, imkansızlıklarımızdan, en temel doğru ve değerleri dahi ifade etmedeki yetersizliklerimizden ve daha benzer olumsuzluklardan dolayı bırakalım zirveye ulaşmış bir öz güven sahibi olmayı, en standart bir güvenimiz bile yokken nasıl en zirve haliyle öz güven sahibi olabiliriz ki?

Hangi gücümüz var ki öz güven sahibi olalım?

Neyimize güveniyoruz ki?

Evet, bunların hepsi doğrudur.

Sayısal olarak insanlık içinde hesaba katılmayacak kadar azınlık bir konumdayız.

Var olan sayımız bile inanç ve düşünce olarak, fikir ve duygu olarak bir birinden kopmuş, darmaduman olmuş durumdadır.

Karşıtlarımız bizi hayatın her alanında toz ile buz etmek için en yüksek düzeyde çaba ve efor sergiliyorlar.

Bunların hepsi ve daha fazla olumsuzluklar gerçektir, doğrudur.

O halde bütün bunlara rağmen yinede öz güven sahibi olabilmek mümkün mü?

Daha neyimiz var ki, neyimize güvenelim ki öz güven sahibi olalım?

Dört Kapı Kırk Makamın ilk kapısı olan şeriat kapısının ilk makamı neydi?

İnanmaktı.

Bizler inanacağız.

Hakk'a, Ehlibeyte, Hz. Ali'ye, diğer ulularımıza.

İnandığımız vakit, daha zorluk ve imkansızlık, yoksunluk ve çaresizlik yoktur.

İnanıyorsak cümle kainatı var edenin varlığına, inanıyorsak alemin nuru Ehlibeyte, inanıyorsak bu yolu sürmüş nice erenlerin doğruluğuna; o halde güvensizlik diye bir derdimiz olabilir mi?

Manevi boyutuyla özünü Hakk'a bağlayan birisinin derdine derman, yarasına merhem, çaresizliğine çare gelmez mi dersiniz?

Ehlibeyte sevdalı, Hz. Ali'ye aşk ile bağlı birisinin bu dünyadaki zahiri varlığının umutsuzluk ve karamsarlık yaşaması mümkün mü?

Alemin nuru değil midir Ehlibeyt?

Peki bu durumda tüm yoksunluk ve çaresizliklere karşın öz güven için yeteri kadar nedenimiz yok mudur?

Hakk'a özünü bağlamak, sarsılmaz bir inançla bağlı kalmak, Ehlibeyte inanmayı inanç ilkesi olarak benimsemek tüm başarı kapılarının anahtarıdır.

O halde kendimize güvenmemiz için nedenimiz sağlamın en sağlamıdır.

Bu inanç, bu itikat, bu ikrar ve aşk ile hiç bir imkansızlık, sayısal azınlık oluşumuz, çemberlerde oluşumuz bir anlam taşımaz daha.

Çünkü Hakk'a inanmış, özümüzü bağlamışız.

Özümüzü bu sarsılmaz inanç ile bağladığımızda ise şeytanın yer yüzü temsilcilerinin, ki ne kadar güçlü olurlarsa olsun, yıkılmaları, yok olmaları kaçınılmazdır.

O halde; daha bir gururla bakacağız dünyaya, daha bir dik ve alnı açık şekilde yürüyecek, daha bir titreyerek ve tüm hücrelerimizde hissederek Hakk'a niyaz edip Ehlibeyti zikredeceğiz.

Hakk bizimledir ve o bize yeterlidir.

 Remzi Kaptan

 


Statistiken

 

Anrede:
Ihr Vorname:
Ihr Name:
Telefon-Nummer:
eMail:
Grund Ihrer Nachricht: Ich habe eine Frage
Ich habe einen Vorschlag für Ihre Seiten
Ich habe eine Kritik anzubringen
Text:

 

Kopieren nur mit Quellenangabe/Kaynak gösterilmeden kullanilamaz!