Her Dem Hakk ve Hakikati Savunmak
Her ne pahasına olursa olsun asla pes etmeyecek, aman dilemeyecek, boyun eğmeyecek, doğruları savunmaktan geri durmayacağız.
İnsan olmanın gayesi de budur: iyilik ve yüceliği, güzellik ve doğruluğu savunmak, kötülük ve zalimliği, zulmü ve kini lanetlemek.
Nasıl ki her devrin Yezid'i, Firavun'u, Mervan'ı, Nemrut'u varsa; aynı zamanda her devrin Hüseyin'i, Musa'sı, İbrahim'i, Pir Sultan'ı da vardır.
Ne mutlu ki bize ki Adem peygamberden bu yana bizler daima iyinin yanında, doğrunun tarafında Hakk ve hakikat için tavır koyup mücadele edenlerden olduk.
Günümüzde de durumumuz farklı değildir.
O halde her zorluk, darlık, yokluk ve çıkmaz bizler için bir anlam ifade etmiyor.
Esas olan iktidar sahibi, olanak sahibi olup zalim ve kötülük yapanlardan değil, her imkansızlığa karşın Hakk ve hakikatlerden yana olmaktır.
Bizi yenilgiye düşürecek olan imkansızlık ve yoksunluklarımız değildir, bize kaybettirecek olan pes edip geri durmaktır, aman vermektir, yozluğu, yobazlığı, yolsuzluğu meşru görmektir, buna karşı koymamaktır.
Bizim davamız ırk, ulus, din, mezhep davası ve savaşımı değildir.
Bizlerin davası Hakk ve hakikatlerin savunulmasının davasıdır.
Yani insanın gerçek anlamda insanlığa ulaşmasının davasıdır.
Hakk'ı ve hakikatleri tüm boyutlarıyla hakim kılmanın mücadelesini veriyoruz.
Sonsuz bir kainatta, küçücük bir dünyada, sınırlı bir zamanda yaşayan varlıklar olarak Hakk'ı ve hakikatleri savunmak elbette her dem bedel gerektiriyor.
İşte mesele bu bedellere karşın yinede taviz vermemektir, geçici dünya menfaat ve hevesleri için insanlığın yüce değerlerini çiğnetmemektir.
İnsanlık var oldukça iyi ile kötünün kavgası devam edecektir.
İyi olan, Hakk ve hakikati savunan, insanlığa saygılı olandır.
Doğaya, değerlere, farklılığa saygılı olup her ne adına olursa olsun, din, etnik kimlik, mezhep, renk ve bölge ayrımı yapmayandır.
Zalim ve kötü olan ise ırkçılık, dincilik, bölgecilik yapandır, kendi çıkarını esas alan ve kendi çıkarı için her kötülüğü yapandır.
Bizim safımız iyilerin safıdır, inancımız Hakk inancı, yolumuz ise hakikatlere götüren yoldur.
Ne mutlu bize ki bu saftayız, inanıyoruz ki insanlık eninde sonunda doğruları ve hakkaniyeti tam anlamıyla benimseyecek, kötülük ve zalimliği lanetleyecektir.
İşte o vakit bizler, beka aleminde, sonsuzluğun en zirve yerinde, doğruları ve Hakk'ı savunmuş olmanın onur ve gururu ile cemal cemale, didar didara, mutlaklık ve tamamlanmışlıkla cümle canlarla yekcan olacağız.
Bundan ala ne olabilir ki?
Remzi Kaptan
|