Alevilik Davasına Kendini Adamak
Remzi Kaptan
remzi.kaptan@yahoo.com
Her Alevinin (bir Alevi inançlı kişinin şahsında bütün insanlığın) derdini kendi derdi olarak bilmek, hatta kendi derdinden önce Alevilerin derdine eğilmek ve çözüm aramak; nasıl ki asırlardır binlerce eren, evliya, pir, rehber, talip, aşık-ı sadık, mürşit, kamil insan yaşamlarını buna vakfedip adamışlarsa tıpkı onlar gibi, onların yolundan giderek, amaçlarını amaç edinerek, onlarla bütünleşmeye çalışarak ve onların zincirine bir halka olmak maksadıyla Alevilik davasına kendini adamış yol sürenlere ihtiyaç vardır.
Sadece Alevilerin değil, bütün insanlığın ihtiyacı vardır böylesi ruhunun güzelliği cemaline vurmuş yol sürenlere. Ancak Alevilik davasına kendini adamış yol sürenlere en çok Alevilerin ihtiyacı vardır. Belkide tarihin hiç bir döneminde olmadığı kadar yakıcı ve hayatiyet arz eden bir şekilde ihtiyacı vardır Alevi toplumunun.
Alevi toplumu tarihinin son 400 yılında varlık kavgası vermektedir. Bilinen nedenlerden dolayı bırakalım gelişmeyi ve değerlerini insanlıkla buluşturmayı var olup olmamanın mücadelesini veriyor.
Kendi varlıklarının devamını adeta Alevi inancının yok olmasına bağlayanlar bu yok oluşun olması için her türlü yöntemle faaliyetlerini sistematik olarak sürdürüyorlar. Bu faaliyetler sonucu Aleviler bu güne kadar azalmış ve hayatın her alanında gerilemiş olarak anlatılması ve anlaşılması çok zor bedeller ödeyerek geldiler. Aslında bu yok oluşun gerçekleşmesi için yapılan faaliyetlere ve bu faaliyetler sonucu ödenen bedellere bakıldığında Alevi varlığının hayatın her alanında gerilemiş olarak olmuş olsa da gelmesini bir başarı olarak görmek gerekir. Bu başarıyı gerçekleştirmiş olan yol sürenlere saygının bir gereği olarak artık bu geriye gidişi durdurmanın ve yeniden ileriye yönelik adamlar atmanın vaktinin gelip geçtiğini söyleyebiliriz.
Alevilerin ve Alevi toplumunun şahsında cümle insanlığın insani değerleri yücelten, insanın kendisiyle, çevresiyle, doğayla cümle kainat ve varlıkla barış ve huzur içinde, anlam ve mutluluk dolu bir yaşam sahibi olarak yaşamasını isteyen, savunan ve bunun realize olması için çalışan insanlara ihtiyacı vardır.
Tarihteki Alevi önderleri, yol sürenleri bunu başarmışlardır. Dertlere derman olmuşlar, acı ve umutsuzluk içinde kıvranan ruhlara ümit olup onların anlama yönelmelerine vesile olmuşlardır. Bazen bunun için hayatlarını dahi ortaya koyup her türlü bedelleri göze almışlardır. İşte Ehlibeyt, On İki İmamlar, Hacı Bektaş Veli, Hallac-ı Mansur, Eba Müslim, Hamdan Karmat, Hasan Sabbah, Muhammed Nusayri, Pir Sultan Abdal, Sah Ismail, Bedrettin, Nesimi, Kalender Çelebi, Yunus Emre, Babailer, Yedi Ulu Ozan, Kaygusuz Abdal ve daha niceleri.
Öyleyse şimdide nur yüzlü aydınlık çehreler Alevilerin bu soylu tarihinden, adeta güneş misali daima sıcaklık ve ışık ile beraber hayat sunan güneş misali şahsiyetlerden güç alarak, onlara bağlı kalarak, onların savunduğu değerleri ve doğruları sahiplenip adeta onlarla bütünleşerek tekrar karanlıkları aydınlatabilir, yolunu kaybetmiş nicelerine yolu gösterebilirler.
|