Aleviler Bilimi Ret mi Ediyorlar?
Alevilik; bilime, ilmi çalışmalara karşıt bir inanç mıdır?
Aleviler; insana ve doğaya yararlı, insanın huzuru ve mutluluğuna katkı sağlayan, doğayı ve çevreyi gözetip koruyan bilimsel gelişmelere karşı mıdırlar?
Elbette ki hayır.
Fakat ne hikmetse birileri Alevilere ısrarla 'bilimden gidin' falan diye nutuklar çekiyor.
Bilmeyende Aleviler bilimi ret ediyor, ilmi çalışmalara sırt çeviriyor, insana ve doğaya yararlı bilimsel gelişmeleri tenkit ediyor, geriletiyor sanır.
Oysa böyle değil.
Alevilerin Piri Hacı Bektaş Veli, asırlar öncesinden Alevilere ilimden gidin diye kaideler geliştirmiştir.
Böylesi ilkelerle şekillenen Aleviler nasıl bilimi, gelişmeyi ret ederler, karşıt duruş geliştirirler?
Evet, burada oldukça tuhaf bir durum var.
Aleviler ilimi, gelişmeyi, özgür düşünce ve fikri adeta inanç ilkesi olarak belirleyip kabullenmişlerse, neden o zaman birileri Alevilerin aklı ve inancıyla alay edercesine bilimden gidin diye üst perdeden nutuklar atıyor?
Sahi bu Alevilere ilimden gidin, bilimsel olun diyenler nasıl kişilerdirler?
Kendileri uzaya füze mi fırtlatıyorlar?
Yoksa o üstün zekaları, bilimsel yöntemleri ile kansere çare olacak aşılar mı geliştiriyorlar?
Veyahut bu çok bilimsel yaşayan kişiler insanlığa ufuk açacak felsefi, edebi, düşünsel ürünler mi üretiyorlar?
Hiç birisi değil.
Bu kimseler özünde hiç bir ilmi gerçeğe uymayan, yaşamayan ve hatta anti bilimsel yaşayan, üretimden geri olan kimselerdir.
Ama ne hikmetse mazlum ve mahzun Alevi toplumuna dayatmalarda bulunabiliyor bu kişiler.
Aleviler geri, cahil, hiç bir şeyden anlamıyorlar, çağ dışı kalmışlar, ama bu bilimsel olan kimseler çok ileri bir aşamada ve gelip bu zavallı, cahil Alevileri o mükemmel, çağ ötesi gelişmişlikleri, bilimsel çalışmaları ile ileriye taşıyacaklar.
Öyle mi?
Öyle olmadığı aşikarsa bu tuhaflığın sebepleri ne ola ki?
Evet, Aleviler bilimi ret etmedikleri gibi kabullenirler ve imkanları ölçüsünce bu doğrultuda hizmet ederler, katkı sunarlar.
Bunu yaparken de inançlarından, değerlerinden, temel ilkelerinden taviz vermezler.
Çünkü bize göre inancımız bilime karşıt değildir ve inancımızı yaşıyor olmamız bizi ilmi ret etmemizi gerektirmez.
Evet, bizler varoluş ile alakalı olarak inanç ilkelerimize bağlıyız.
Bu noktada erkanımızı yürütür, ibadetimizi yapar, ritüellerimizi gerçekleştiririz.
Bunlar bilime zıt değil, aksine tamamlayıcıdırlar.
Bu çok bilimsel yaşayan kimselerin nasihatlerine ihtiyacımız yok, gidin oyununuzu başka yerde oynayın.
Misal gidin Mars da nasıl yaşam oluşur diye bilim yapın, buluşlar geliştirin.
Hastalıklara çare olacak ilaçlar geliştirin.
Yeni teknik aletler yapın.
Doğaya yararlı gelişmelere vesile olun.
İnsanın ufkunu açacak felsefi ve edebi düşünceler geliştirin.
Ne yazık ki bu söylem sahipleri bunların hiç birisini yapacak yapıda değiller.
Bunların tek dertleri Alevilerin inançsal değerlerinin içini boşaltmak, kendi bilim diye anladıkları aslında zerre kadar bilim olmayan geriliklerine hizmet edecek şekilde yeniden yapılandırmaktır.
Bilimselseniz, bilimin kriterleri ortadadır.
Buyurun kendinizi kanıtlayın, biliminiz bir kaç milyon kalmış Aleviler için değil, milyarlarca insan için ve sayısız varlık için olsun.
İşte meydan.
Belki yazının ciddiyetine uymuyor ama insan gülemeden edemiyor.
Daha kendini yaşatmaktan aciz kimselerin, zerre kadar üretimi olmayan kimselerin, özünde bilim karşıtı olan kimselerin Alevilik gibi Hakk inancı ve hakikatin yolu olan bir inancı bilimsel olmamakla eleştirmesine insan ancak gülebiliyor işte (acı acı da olsa).
Remzi Kaptan
|