atag logo1

Alevi Toplumu-Alevitische Gemeinde

ATAG e. V.

Tauben Str. 20,  70199 Stuttgart

email: alevitentum@yahoo.de   tel: 0173 780 56 17

Home/ Ana Sayfa

Kontakt

Spende/ Bağış

Remzi Kaptan

Sorularla Alevilik

Çocuklarımıza Aleviliği Nasıl Öğretebliriz?

Cem

Alevi Duaları- Gülbank

Die Alevitische Lehre

Alevi Teaching

Het Alevitisch Geloof

Ensenanzas del Alevismo

Doutrina Alevi

La Dottrina Alevi

Kitap/Bücher

Alevilerin En Öncelikli Görevi Nedir?

Benim için en öncelikli ve hayati görev; Aleviliği çocuklara öğretmektir. 

Bunun dışındaki bütün çalışmalar önemli ve değerli olmakla beraber esas değildir.

Yani en görkemli cemevlerine, dernek binalarına sahip olsak dahi çocuklarımız oranın içini doldurmuyorsa bu geleceğimiz açısında tehlikeli bir gidişattır.

Bir kuşak sonra orası kaçınılmaz olarak başka ellere geçecektir.

Ne yapmak gerekiyor?

İnancımız olan Aleviliğin insanlık yaşadığı sürece var olması için inancımızı aileden başlayarak çocuklarımıza öğretmemiz gerekiyor.

Kurumlarımızda çocuklarımıza yönelik temelden başlayarak Alevilik dersleri vermemiz gerekiyor.

Hiçbir gerekçenin ve bahanenin arkasına saklanmadan sabırlı ve kararlı bir şekilde bu dersleri vermemiz gerekiyor.

Toplumun duyarlılığı malum.

Bu noktada dersler ilk etapta istediğimiz yoğunlukta bir katılımla gerçekleşmeyebilir.

Bütün bunlara rağmen bizler öğrenci sayısı bir tane dahi olsa ısrarla Alevilik derslerini vermeliyiz.

Uzun vadeli düşünmeliyiz.

Yani 50 yıl sonrasına 100 yıl sonrasını hesaba katmalıyız.

Artık günü kurtarmaya yönelik faaliyetleri, etkinlikleri merkezimize koymamalıyız.

Bu tür faaliyetleri yıllardır yapıyoruz ve aldığımız yol ortadadır.

Evet, en temel çalışma alanımız çocuklara ve gençlere yönelik olan çalışmalardır.

Bu çalışmalar salt kültürel ve diğer bazı etkinlikler ile sınırlı olmamalı, Alevilik inancının öğretilmesi esas alınmalıdır.

Aleviliği öğretmek içinde Alevilik yaşamak, en azından yaşamaya çalışmak gerekiyor.

Asgari düzeyde bir Alevilik eğitimini her Alevi aile çocuklarına vermelidir.

Eğer bunu mevcut kurumlar, cemevleri yapamıyorsa, o halde bu eğitimi aileler evlerinde vermelidirler.

Ailede verilen eğitim en etkili ve kalıcı olandır.

Bugün kaç tane Alevi inançlı anne-baba çocuklarına aile içerisinde Alevilik eğitimi veriyor?

Kaç aile Aleviliğe dair temel kuralları çocuklarına veriyor, yaşatıyor?

Misal perşembeyi cumaya bağlayan gece kaç aile çocukları ile birlikte delili uyandırıp dua ediyor?

Yine kaç aile en basit ve anlaşılır bir Alevi sofra duasını (Gülbank) çocuklarına öğretmiş durumdadır?

Yine Alevi bayramlarında kaç aile usul ve erkana uygun şekilde çocukları ile bayramlaşıyorlar?

Kaç aile bırakalım sistemli bir şekilde ay da yılda bir olsa bile cem ibadetine katılıyor?

Peki bu sorulara yeterli cevaplarımız yoksa Alevilik gelecek yıllarda, yüz yıllarda nasıl yaşayacak?

Hayat boşluk affetmiyor, eğer biz çocuklarımıza inancımızı öğretemezsek başkaları bu boşluğu dolduracaklardır, bundan şüpheniz olmasın.

O halde cemevlerimizde, derneklerimizde Alevilik temel eğitimini çocuklarımıza, gençlerimize öğretelim.

Eğer kurumlar bunu yapmıyorlarsa evlerimizde bunu yapalım.

Evlerimiz yetmiyorsa veya uygun değilse herhangi uygun bir yerde, bir parkta bile bunu yapabiliriz.

Öncelikle Alevilik ile ilgili temel bilgileri çocuklarımıza vermeliyiz.

İbadetimizin ne manaya geldiğini, toplumsal ve bireysel ibadetimizin ne olduğu ve ne için yapıldığını anlatmalıyız.

Delili neden uyandırdığımızı ve ne manaya geldiğini öğretmeliyiz ve uygulamalıyız, uygulanmasını denetlemeliyiz.

Sofrası duaları ve genel Alevi dualarını öğretmeli, bunların içeriklerini en anlaşılır üslupla anlatmalıyız.

İnancımıza göre bu dünyadaki varoluşumuzun nedenini anlatmalı ve sonsuz kâinat karşısında insanın konumunu inancımız bakış açısıyla anlatabilmeliyiz, böylece çocuklarımızın varoluşsal sorularına cevaplar geliştirmeliyiz.

İnancımızda önemli kişiliklerin, peygamberlerin, velilerin hayatlarını ve yaptıklarını öğretmeliyiz.

Bayramları anlatmalı ve uygulamalı şekilde kutlamalıyız.

Muharrem orucunu ve Hızır orucunun içeriğini öğretmeli ve mümkün oldukça uygulamalıyız.

Semah, aşure, mersiye, deyiş, Kerbela, niyaz, lokma, kirvelik, musahiplik, ölüm sonrası varoluş ve daha nice inançsal konuyu, değerimizi, bilgileri çocuklarımıza anlatmalıyız.

Böylesi bir bilgiye ve donanıma sahip olan çocuk yaşamın tüm sorularına cevap geliştirmez, sorunlarına çözüm getirmez mi?

O halde çocuklarımıza inancımızı öğretelim ve onların bu güzellikleri yaşamasına vesile olmanın huzurunu yaşayalım.

Remzi Kaptan

 

 

 


Statistiken

 

Anrede:
Ihr Vorname:
Ihr Name:
Telefon-Nummer:
eMail:
Grund Ihrer Nachricht: Ich habe eine Frage
Ich habe einen Vorschlag für Ihre Seiten
Ich habe eine Kritik anzubringen
Text:

 

Kopieren nur mit Quellenangabe/Kaynak gösterilmeden kullanilamaz!