atag logo1

Alevi Toplumu-Alevitische Gemeinde

ATAG e. V.

Tauben Str. 20,  70199 Stuttgart

email: alevitentum@yahoo.de   tel: 0173 780 56 17

Home/ Ana Sayfa

Kontakt

Spende/ Bağış

Remzi Kaptan

Sorularla Alevilik

Çocuklarımıza Aleviliği Nasıl Öğretebliriz?

Cem

Alevi Duaları- Gülbank

Die Alevitische Lehre

Alevi Teaching

Het Alevitisch Geloof

Ensenanzas del Alevismo

Doutrina Alevi

La Dottrina Alevi

Kitap/Bücher

Hakk’ı Bilmeyene Hakk Olmaz Yakın

Neden hedeflerimize ulaşamıyoruz, neden istediklerimiz gelişmiyor, neden dualarımız ve dileklerimiz kabul olmuyor?

Gerçekleşmediğine göre ve bizler kendimizce ‘iyi kimseler’ olduğumuza göre demek ki ‘Allah bizleri unuttu.’

Yoksa bizler gibi iyi kimselerin dileklerinin mutlaka gerçek olması gerekiyordu.

Çevremizde baktığımızda ne kadar ‘kötü duygu ve düşünce’ besleyen kimseler varsa ‘her istedikleri gerçek olmuş oluyor’ oysa bizim gibi ‘iyi niyetli’ ve kalbinde kötülük barındırmayan kimselerin hiçbir işleri rast gitmiyor.

Neden bu böyle?

Bir çoğumuz böylesi düşüncelere kapılıyor, böylesi değerlendirmelerde çok sıkça buluna biliyoruz.

Bunun sonucunda Allah’ın varlığını sorgular hale bile geliyoruz.

Allah’ı sorguluyoruz ama bu durum karşısında kendi durumumuzu asla sorgulamıyoruz.

Allah dileklerimizi kabul etmediği için sorgulayıp yargılarken kendi beceri, yetenek, çalışkanlık ve verimlilik gibi özelliklerimizi sorgulamıyoruz.

Kendimizi her şeyin en iyisine layık olduğunu düşünür ve inanırken, hata ve eksikliklerimizi asla dikkate almıyoruz.

Allah’ın bizi görmesini, duymasını ve istediklerimizi vermesini istiyoruz.

Yani hep nefsimiz için istiyoruz.

Ama buna karşın bizler ne yapıyoruz?

Bütün meselemiz, bütün sorularımızın cevabı, çelişkilerimizin çözümü aslında kendimizi bilmektir.

Kendimizi bilemediğimizden Hakk’ı da bilmiyoruz.

Hakk’ı bilmediğimiz içinse hayatımız zorluklar, engeller, çetin mücadelelerle, sonu gelmez yenilgilerle geçiyor.

Tatminkâr, mutlu ve anlamlı bir hayatın sahibi değilsek, bunun nedenleri ne ola ki?

Şu’yumuz, bu’yumuz olsa tatminkâr bir hayatın sahibi olur muyduk?

Yoksa bu defada başka şeylerimiz olmadığı için mi mutsuz ve huzursuz olurduk?

Varoluş gerekçemiz; Hakk’ı bilmek ve hakikatler ışığında bir yaşamın sahibi olmaktır.

Bütün nebilerin, velilerin ve kâmil insanların önermesi özünde böyledir.

“Ey insan Hakk’ı bil, hakikat ile yaşa.”

Hakk’ı bildiğimizde kendimizi de bilmiş oluruz.

Birbiriyle bağlantılı zaten, kendini bilmeyen Hakk’ı da bilemez.

Her zaman ve zeminde vurguladığımız gibi yapılan bunca ibadet, tefekkür, arınma ve dua bunun içindir.

Hakk’ı bilmek, hakikatler doğrultusunda yaşamak içindir.

Sonsuz bir kâinatta, küçücük bir dünyada ve sınırlı zamanda yaşıyor oluşumuzun nedeni ve cevabı burada gizlidir.

Bu gize ulaşmak işte bilinç ve farkındalık gerektiriyor.

Zahiri manada ibadet ve dua bu farkındalığın gelişmesi içindir.

İstediklerimizin gerçek olması için nefis yani benlik esaslı bir yaklaşımı terk etmeliyiz.

Hakk’ın bizi bilmesini, duymasını istiyorsak bizlerinde Hakk’ı bilmesi gerekiyor.

Hakk’ı bildiğimizde Hakk da bize yakın olur.

Hakk’ın yakın olduğu kimsenin değil bu dünyada, hiçbir gezegende, hiçbir mekânda ve hatta lamekânda bile darlığı ve zorluğu olmaz.

Remzi Kaptan

.

 

 

 

 


Statistiken

 

Anrede:
Ihr Vorname:
Ihr Name:
Telefon-Nummer:
eMail:
Grund Ihrer Nachricht: Ich habe eine Frage
Ich habe einen Vorschlag für Ihre Seiten
Ich habe eine Kritik anzubringen
Text:

 

Kopieren nur mit Quellenangabe/Kaynak gösterilmeden kullanilamaz!