|
Hıdırellez’in Coşkusu
Ölümsüzlüğün suyu olan Ab-ı Hayat’tan içmiş olan Hızır ile İlyas peygamberlerin bir araya gelip, her nerede yardıma ihtiyacı olan temiz bir yürek varsa carına yetiştiği gündür Hıdırellez.
Yüreklerin tıpkı ilkbahar gibi çiçek açtığı, umutların ilkbahar yağmurları gibi çağlayan olup sonsuz ummanlara kavuştuğu, tembelliğin ve karamsarlığın kara bulut misali geçip gittiği ve apaydınlık güneşin yeryüzü ile beraber yürekleri de aydınlatıp ısıttığı gündür Hıdırellez.
Dilde her ne dilek varsa, gönülde her ne murad varsa kabul edildiği gündür bugün.
İnanmak gerek buna.
En başta kendimize, kendi yüreğimizin temizliğine ve doğruluğuna inanmamız gerekiyor.
Yüreğimiz Hızır ile İlyas peygamberlerin candaşlığına hazır mı, layık mı?
Öyleyse, bundan eminsek daha biz ne bu dünyada ne ötelerin en ötesinde hiçbir zaman için darlık ve zorluk yoktur.
Çünkü bizler yüreğimize Hakk’ın sevgisini, aşkını ve hakikatin şaşmaz rehberliğini koymuşuz.
Yüreğimizde kinin, kibrin, nefret ve öfkenin yeri olmadığı gibi, dünya malı için zalimliğinde, kötülüğünde, ötekileştirmenin de yeri yoktur.
Yüreklerinde Hakk’ın aşkını taşıyanların korkuları, kederleri, dünyevi kaygı ve sıkıntıları olabilir mi?
Yüreklerinde varoluşun tüm gizemini ve coşkusunu taşıyanların/yaşayanların Hızır ile İlyas yoldaşı değil midir?
Hızır ile İlyas bu manada aslında bize bu bilincin verilmesi, öğretilmesi değil midir?
Yüreklerinde, bilinçlerinde an be an Hızır ve İlyas ile beraber olanların her sözü, her davranışı, her dokunuşu ve hatta bakışı dahi umut, aşkınlık, coşku ve güzellik olarak yansımasını bulmaz mı?
İşte Hıdırellez bize bunun hatırlatılmasından başka bir şey değildir.
Yılda sadece bir defa değil, an be an Hızır ile İlyas’ın candaşlığına hazır olmak, layık olmak ve onlarla bir olmak…
O vakit bizler işte nerede bir yaralı yürek varsa derman oluruz, nerede bir boynu bükük varsa kaldıran oluruz, nerede bir umutsuzluk varsa güç ve destek oluruz.
Evet, Hıdırellez bütün bunları bize hatırlatmadır.
Bu dünyada sahipsiz değiliz.
Umutsuz ve çaresiz değiliz.
Hıdırellez’de uyguladığımız her ritüel bunu bize bilincimizin en ulaşılmaz kısmına ve yüreğimizin en ulaşılmaz hücresine yerleştirmekten başka bir şey değildir.
O halde daha bir aşkla, coşkuyla ve cümle varlıkla birlikte Hıdırellez’i kutlamaya devam edeceğiz.
En zor ve dar zamanda onların bizlerle olduğuna inanacağız.
Onların dar günümüzde yoldaşlık etmelerine layık olup olmadığımızı bir kez daha tartıya koyacağız ve varsa eksiğimiz tamam edecek, kırdığımız varsa onaracak, döktüğümüz varsa yerine koyacağız.
Razı etmiş ve razı olmuş olacağız.
Olmalıyız ki Hızır ile İlyas bize yarenlik etsin, elimizden tutsun, gözümüze ışık olsun.
Hızır ile İlyas’ın yarenlik edip candaş olduğu bir yaşamın her anı mucizedir.
Bu mucizeleri yaşamamız dileğiyle: Hıdırellez kutlu olsun!
Remzi Kaptan
|
