Hititler, Luviler Alevi miydi?
Hititlerin, Luvilerin Alevi olduğu, Alevilerin bu geçmiş uygarlıkların devam olduğu tezi/iddiası uzunca bir zamandır yüksek sesle dile getiriliyor.
Bu noktada sağlam hiçbir temele dayanmadan, yalan ve yanlış isnatlarla Alevilik gerçek özünden saptırılıp bunlara bağlanılmak isteniliyor.
Hititlerin, Luvilerin dini inanışları ve gelenekleri hakkında tutarlı hiçbir ciddi belge, bilgi yokken, birileri varmış gibi yapıp ve bu uydurdukları yalanları mevcut Alevi inanç ritüelleri ile bir tutuyorlar.
Sanki Hititler, Luviler en ideal ve eşitlik yaşamı yaşıyormuş, en iyi ve mükemmel uygarlıkmış gibi bir yansıtma ve sunma çabası var.
Oysa Hititler, Luviler her türlü entrikanın olduğu, tapınaklarında insanların kurban edildiği, genç kızların tapınaklarda fahişlik yapmaya zorlandığı, köleciliğin esas ve hâkim olduğu uygarlıklardı.
Bu uygarlıklarla alakalı bütün temel kaynaklarda bu bilgiler yer alıyor.
Bunlar göz ardı ediliyor, bunlar yerine Alevi ritüellerine benzer bir iki tane taş yontma figüründen yola çıkarak Alevilik eşittir Hititler, Luviler algısı ortaya çıkartılıyor.
Yeter ki Alevilik asıl kaynağından, ocak sisteminden, Hakk-Muhammed-Ali inancından, Ehlibeyt kutsallığından arınsın.
Bunun için olmayan kaynaklar üretiliyor, akla ziyan benzetmeler yapılıyor.
Alevilerin Hitit ve Luvilerden geldiği tezinin temeli böyledir.
Yaşanan geleneksel Aleviliği inanç değerlerinden soyutlamak ve temeli olmayan, hayatta hiçbir geçerliliği ve karşılığı olmayan kaç bin yıllık uygarlıklara bağlamak… Bunu yaparken de hiçbir değer tanımadan, hiçbir bilimsel disipline uymadan, olmayan kaynakları varmış gibi göstermek suretiyle, yani sahtekârlık yaparak yapıyorlar.
Bir tane benzerlikle Alevilik Luvilerin, Hititlerin devamı değildir.
Alevilik Hakk-Muhammed Ali yolu ve inancıdır.
İbadeti, ritüelleri, gelenekleri, bayramları, değerleri gizli değil, apaçık ortadadır ve yaşanılıyor.
Ne kadar süslü sözlerle iddia edilirse edilsin, ne kadar yalan ve çarpıtma ile sunulursa sunulsun Alevilerin Luvilerle ve Hititlerle bir alakası yoktur.
Köleciliği esas alan, tapınaklarda insan kurban eden, savaş ve ganimet peşinde koşan, genç kızları tapınaklarda fahişliğe zorlayan bir anlayışın Alevilik ile bağlantısı olabilir mi?
Olmadığı içindir bunlar dile getirilmiyor, onun yerine olmayan güzellikler ve değerler bu uygarlıklara mal edilerek ve Alevilikte bu değerleri taşıdığı için Alevilik bunlara bağlanılmak isteniliyor.
Bu gerçekleşirse ne olur?
Yani Alevilerin bir kesimi Luvilerden ve Hititlerden geldiğine inanırlarsa ne olur?
Mevcut Alevilik yaşanmaz ve zamanla yaşanmadığı için Aleviler başka inançlara kayarlar.
Yani Alevilik böylelikle yok olunur.
Amaçlananda budur zaten.
O halde bu tezleri savunanlara karşı geleneksel Aleviliğe inanan, bunu yaşayanların daha bir dikkatli olmaları gerekir.
Kafası karışık olanlarında bir kez daha insan kurban eden, köleciliği esas alan, genç kızları tapınaklarda fahişliğe zorlayan, kendi aralarında iktidar kavgasında her türlü korkunç yönteme başvuran bir uygarlığa Alevi inancının ne kadar uyup uymadığını sorgulamalarını dilerim.
Remzi Kaptan
|