Hüseyin’i Davet
Hangi çağda ve hangi coğrafyada yaşarsak yaşayalım; yani isterse kutuplarda, en ücra yerlerde veya en ileri zamanda ve hatta uzay çağında, en bilinmedik galaksinin en bilinmedik gezegeninde yaşayalım; Hüseyin’i davet her çağda ve yerde ve her yaşam formu (bilinç sahibi) için ve her şart altında geçerlidir.
Hüseyin’i davranış ve davet: iyiliği geliştirme ve esas almadır, kötülüğü reddetme ve ona karşı mücadeledir.
Bu hem bireysel hayatımız için ve hem de toplumsal hayatımız için geçerlidir bu.
Yani sadece toplumsal hakların alınması, toplumun uğradığı haksızlığın telafisi değildir Hüseyin’i duruş ve davet; aynı zamanda bireysel anlamda da mertliği esas almak, yiğitlikte diretmek, hakkaniyetti gözetmek ve asla hak yememek, haksızlık yapmamaktır.
Hüseyin demek güzellik demektir ve Hüseyin’i esas almak, Hüseyin’in davasını gütmek, onun yasını çekmek güzellikte ısrar etmektir, güzel olanı oluşturmak ve güzel olma isteğidir.
Onun içindir ki çağlar ötesinden gelip çağlar ötesine gidecektir Hüseyin’in duruşu, daveti, davası.
Birilerinin anlamadığı ve anlamamakta ısrar ettiği nokta burasıdır.
Hüseyin’in davası sıradan bir iktidar ve taht kavgası değildir.
Yine onun davası basit bir haksızlığa uğraşmış olanın karşıt mücadelesi değildir.
Peki nedir çağların ötesine taşınan Hüseyin’in ve Hüseyinlerin davası?
İnsanın insanlaşması ve insanca kalmasının davasıdır Hüseyin’in davası.
Hakk’ı bilmek ve hakikatlere göre yaşamaktır bu dava.
Varoluşu anlamlandırmaktır bu dava
Bu taht kavgası, iktidar savaşı, kabile rantçılığı değildir.
İnsanın kendi gerçekliği, özü ve vicdanıyla buluşmasının en soylu ifadesidir.
Ödenmesi gereken en ağır bedeli ödemiştir Hüseyin.
Esas olan bu durumda Hüseyin’i davetin takipçilerinin gereken dersleri çıkartmaları ve yaşamlarını ona göre yaşamalarıdır.
Şuna kesinlikle inanmak gerekiyor: Hüseyin’i daveti kabul edip bu yola revan olanın iki dünyada alnı ak, yüzü paktır.
Bu daveti karınca kararınca kendi yaşamında yaşayan, uygulayan her kimse için yaşamın en değerli armağanıdır bu davet ve takip.
Vicdanen, ruhen, aklen ve duyguda özgür ve hür olmak, Hakk’ı ve hakikati gözetip yaşamak…
Bundan ala ne olabilir ki şu yaşamda….
Budur Hüseyni davet, takip.
Remzi Kaptan
|