atag logo1

Alevi Toplumu-Alevitische Gemeinde

ATAG e. V.

Tauben Str. 20,  70199 Stuttgart

email: alevitentum@yahoo.de   tel: 0173 780 56 17

Home/ Ana Sayfa

Kontakt

Spende/ Bağış

Remzi Kaptan

Sorularla Alevilik

Çocuklarımıza Aleviliği Nasıl Öğretebliriz?

Cem

Alevi Duaları- Gülbank

Die Alevitische Lehre

Alevi Teaching

Het Alevitisch Geloof

Ensenanzas del Alevismo

Doutrina Alevi

La Dottrina Alevi

Kitap/Bücher

Şah İsmail Hatayi'nin İzinden Gitmek

Bu gün Alevi tarihinin en önemli şahsiyetlerinden birisi olan Şah İsmail Hatayi'nin doğum günü.

O değerli Pir'in doğum günü vesilesiyle bir kez daha hem Şahı yad edelim hemde onun gerçekleştirdiklerinden yola çıkarak günümüzdeki toplumsal gerçekliğimize bakalım.

Evet, o ölümsüz önder kısa ömrüne sayısız başarı sığdırmış bir şahsiyettir.

O zaman bilinen dünyanın neredeyse en önemli coğrafyalarında söz sahibi olmuş, etkilemiş, yönlendirmiş birisidir.

Aleviler onun önderliğinde bir araya gelmiş, birliklerini sağlamış, karşılarına çıkan zorlukları aşmış ve nihayetinde asırlık özlemlerin bitmesini sağlayacak olan devletlerini kurmuşlardır.

Ya günümüzde durum nedir?

O vakitler burma bıyıklı Kızılbaş süvariler gün be gün yeni diyarları fethederken, o güzel günleri bekleyen mazlum ve mahzun yürekleri de şenlendirmişlerdi.

'Ya Ali' nidaları nice sarp dağlarda, çöllerde, şehir ve köylerde tüm kuşatıcılığı ile yankısını bulurken, o Şah'ın yol göstericiliğinde inanca ve yaşamın tüm alanlarına dair temel konular yeniden işleniyordu.

İşte bizler bu gün yara bere içindede olsa varlığımızı koruyorsak o günlerde Pir'in attığı bu temeller sayesindedir.

Günümüzdeki durumumuza gelince...

O günlerle kıyaslanması mümkün olmayacak derecede geri bir konumdayız.

Her şeyden önce düşünsel ve zihinsel olarak daha kendimizi çağdaş bir Safevi'nin yurttaşı olarak görmüyoruz.

Görmek bir yana, aklımızın en küçük bir köşesinde dahi geçmiyor öyle bir durum.

Bundan daha acı bir şey olabilir mi?

Olamaz.

Adeta hayal dünyamız, tutkularımız, umutlarımız geriletilmiş, dar bir alana hapsedilmiş durumdadır.

İşin en kötüsü de bu bariz gerçekliği kimseye anlatamıyor Şah'ın yolundan gidenler, gitme gayretinde olanlar.

Evet, zihinsel olarak böyle bir konumdayız.

Daha hayallerimiz yok, inancımızın en alttan başlayarak en üst noktaya kadar tüm devlet ve toplum hayatında esas alınması, kabul görmesi.

İnanç değerlerimizin tüm insanlıkça bilinmesi, kabul görmesi gibi hayallerimiz yok.

Hayallerimiz ve düşüncelerimiz olmayınca çalışma ve gayretimizde haliyle olmuyor.

Kendimizi basit şeylerle avutuyor, ömrümüzü böyle geçirmeye çabalıyoruz.

Onun içindir ki gittikçe geriliyoruz, hayatın her alanında en geri konumdayız.

Başka inanç toplumları kendilerine dair öz güvenlerini zirvede tutarken, biz daha en temel noktalarda bile inancımızı öğrenme ve yaşamada gerinin gerisi bir konumdayız.

İnancımızın kabul görmesi, saygınlıkla karşılanması bir yana, her an inancımızı saklamakla, kendimizi gizlemekle, başkalarına özenip onlara gibi olmaya çabalayarak yaşıyoruz.

Oysa Şah İsmail Hatayi, tamda işte bu şu an yaşadığımız makus talihin, kötü kaderin, en olumsuz olan gidişatın müdahale edilerek değiştirilmesinin adıdır.

Evet, bizlerde müdahale etmeli, tıpkı o erenler gibi öz güvenimizi geri almalı ve başarıya aç yüreklere bir tutam umut ve sevinç sunmalıyız.

Kendimize inanalım, güvenelim.

Bırakalım başka ideolojileri, fikir ve inançları.

Aradığımız özümüzde saklıdır.

İşte Şah İsmail Hatayi bunun en canlı ve somut kanıtı değil midir?

O halde daha neyi bekliyoruz?

Bizim kaybetmemiz Aleviliğimizden dolayıdır.

Madem kaybımız bu nedenledir demek ki bu anlamda başarı olursa kazancımızda olmuş olur.

Başka toplumları kurtarmak gibi bir ahmaklığı artık bir kenara atmalıyız.

Hiç bir Hristiyan, Sünni, Katolik Alevilerin onları ulusal, sınıfsal veya dinsel olarak kurtarmasını beklemiyor.

Evet, kendimizi kandırmayalım, hep kandırdık çünkü.

Ama daha kandırmayalım.

İnsanlar ahmak ve aptal değiller.

İnsanlar inançlarına bağlılar, o değerleri savunuyor ve yaşıyorlar.

Haliyle devlet, eğitim ve toplumda o değerlere göre şekilleniyor.

Biz ise bunu görüp anlamak yerine bizlere başarı değil, kaçınılmaz olarak yenilgi getiren işlerle uğraştık.

Gerek yok daha.

Biz kendimize bakalım, Alevi toplum ve inanç gerçekliğine yoğunlaşalım.

“Halklar, toplumlar kardeş olsun, iyi olsun” gibi söylemler, söylemden öteye gitmeyen, gerçekte ise hiç bir karşılığı olmayan söylemlerdir.

Gerçek karşılığı olan; her koyun kendi bacağında asılıyor ve cennet bir dünyada yaşamıyoruz.

Onun için kendi birliğimizi sağlamalı, kendi öz değerlerimiz ile yolumuza devam etmeliyiz.

Böyle olursa işte o zaman Şah'ı anlamış ve yolundan gitmek için ilk adımı atmış oluruz.

Şah'ın yolundan gitme gayreti gösterenler Alevilerin ve Alevilerin şahsında daha nice mahzun ve mazlumların asırlık özlemlerine ilk cevabı vermiş olurlar.

Doğum günün kutlu olsun Pirim, iyi ki doğmuşsun, iyi ki bize Pirlik yapmışsın.

Remzi Kaptan


Statistiken

 

Anrede:
Ihr Vorname:
Ihr Name:
Telefon-Nummer:
eMail:
Grund Ihrer Nachricht: Ich habe eine Frage
Ich habe einen Vorschlag für Ihre Seiten
Ich habe eine Kritik anzubringen
Text:

 

Kopieren nur mit Quellenangabe/Kaynak gösterilmeden kullanilamaz!